Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Casusluk’ soruşturması CHP’de nasıl yorumlanıyor?

Kaynak, Serdar Ozsoy/Getty Images
24 Ekim 2025'te CHP'liler Ankara'daki CHP Genel Merkezi'nde kurultay davasını televizyondan izlerken

Kaynak, Serdar Ozsoy/Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Birçok CHP’li 24 Ekim’deki gelişmeleri Ankara’daki genel merkez binasında takip etti

  • bir saat önce

CHP’de kurultay davasının reddedildiği gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “casusluk” soruşturması başlatılması, “yeni bir yıpratma, köşeye sıkıştırma hamlesi” olarak yorumlandı.

Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca yürütülen casusluk soruşturması “İBB’ye kayyum atanıp atanmayacağı” tartışmasını da beraberinde getirdi.

CHP’liler şu anda bir “kayyum riski” görmüyor.

Casusluk suçunun “kayyum gerekçesi” yapılamayacağı belirten CHP yöneticileri İmamoğlu hakkında zaten bir terör soruşturması olduğunu ancak iktidarın “ekonomik, siyasi sonuçlarının maliyetini göze alamadığı için” bu yola başvurmadığını savunuyor.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kurultay davasını “konusuzluk” gerekçesiyle reddetmesi, “şaibeli kurultay” tartışmaları nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiren CHP’yi rahatlattı.

Baştan beri, davanın “siyasi” olduğunu savunan CHP yönetimi, mahkemenin “hukuki” bir karar verdiğini ve olması gereken sonucun çıktığı görüşünde.

Davacı Lütfü Savaş’ın avukatı, kararı temyiz ederek istinaf mahkemesine taşıma kararı aldı.

Ancak parti yönetimi, istinaftan yerel mahkemeden farklı bir sonuç beklemiyor.

‘Mutlak butlan tartışmasının kazandırmadığını gördüler’

Bazı parti yöneticileri mahkemeden çıkan lehte kararı, CHP kurumsal kimliğinin hedef alınmasının kamuoyunda “ters tepmesi” nedeniyle iktidarın strateji değiştirmesine bağlıyor.

BBC News Türkçe‘ye konuşan bir parti yöneticisi “İstense buradan aleyhimize bir karar çıkarabilirdi, ancak bence siyaseten bu stratejiden vazgeçildi” değerlendirmesinde bulundu.

“Mutlak butlan tartışmasının kazandıramayacağını gördüler” diyen CHP’li yönetici “kimsenin bu meseleye inanmadığı” görüşünde.

Ankara Adalet Sarayı önünde bekleyen gazeteciler

Kaynak, ADEM ALTAN/AFP via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Basın, 24 Ekim’de Ankara Adliyesi’nde görülen kurultay davasını yoğun bir şekilde takip etti

CHP’li yönetici değerlendirmesini şu sözlerle sürdürdü:

“Kamuoyu anketlerine göre halk bu işi satın almıyor. Belediye yolsuzluk iddialarına da halkın yüzde 65-70’i inanmıyor, ‘Bu işler siyasi’ diyor. Artık iş öyle bir noktaya geldi ki, gerçek hırsızı bulsalar bile millet inanmayacak, siyasi diyecek.”

CHP’de yapılan bir başka yoruma göre de, ekonomi “siyasi” olarak algılanan bu operasyonların maliyetini artık taşıyamıyor.

CHP’de kurultay davası, parti lehine sonuçlansa da, bu durumun yeni soruşturmalar veya sıkıştırma hamleleriyle devam edeceği beklentisi hâkim.

Partili kaynaklar, İmamoğlu’na yönelik “casusluk” soruşturması gibi yeni soruşturmaların yanı sıra iktidarın belediye başkanı transferine de ağırlık verebileceği iddia ediyor.

İmamoğlu’na casusluk soruşturması nasıl yorumlanıyor?

Kurultay davasının reddedildiği gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmamoğlu hakkında “casusluk” soruşturması başlattı.

Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmanın, 4 Temmuz’da ‘casusluk’ suçundan tutuklanan şüpheli Hüseyin Gün’e ait dijital materyallere dayandırılıyor.

Savcılık açıklamasına göre “birçok yabancı ülke istihbarat görevlisiyle irtibatının bulunduğu” söylenen Hüseyin Gün’ün, İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan’a “talimat verir vasıfta görüşmelerinin tespit edildiği” savunuluyor.

Tele1 Genel Yayın Yönetmesi Merdan Yanardağ da bu soruşturma kapsamında gözaltında bulunuyor.

‘Kavala taktiği izleniyor’

CHP’de bu yeni soruşturma, “kurultay davasının gündemden düşmesi nedeniyle CHP’yi yıpratmaya dönük yeni bir girişim” olarak yorumlandı.

İmamoğlu’nun diplomasının iptali, yolsuzluk iddiaları, kurultaya müdahale girişimlerinin toplumda karşılık bulmadığını savunan CHP kurmayları, yeni bir taktik olarak “casusluk” soruşturmasının başlatıldığı görüşünü dile getiriyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 24 Ekim'de CHP Genel Merkezi'nde gazetecilere açıklama yaparken görülüyor

Kaynak, ADEM ALTAN/AFP via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel casusluk iddiasıyla algı yaratılmaya çalışıldığını savundu

İmamoğlu’na karşı Osman Kavala taktiği izlendiğini ileri süren bazı parti yöneticileri, “Yani bir davadan beraat ederse, içerde kalmasını sağlayacak yeni bir dava bulunsun isteniyor” yorumunu yapıyor.

Yapılan yorumlar arasında “Kavala da casusluktan beraat etti, tahliye etmemek için hakkında yeni bir dava açıldı ve tutuklu kaldı” gibi senaryolar da var.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Casuslukla yeni bir yargılama yapacaklar, milleti böyle ikna etmeye çalışacaklar. ‘Yolsuz’ dedik olmadı, ‘hırsız’ dedik olmadı. Şimdi bir de casuslukla deniyorlar” ifadelerini kullandı.

Casusluk soruşturması, kayyum yolunu açar mı?

İmamoğlu’na yönelik casusluk soruşturmasının “İBB’ye kayyum atanması” yolunu açıp açmayacağı tartışmasını da beraberinde getirdi.

Belediye yasasına göre “terör suçu” nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı yerine kayyum atanabiliyor.

CHP’nin hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, tek başına “casusluk” suçu iddiasının kayyum gerekçesi yapılamayacağını söyledi.

Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan iş insanı Hüseyin Gün hakkında “FETÖ bağlantısı olduğu” iddialarına da dikkat çeken Çitfçi, “Bu soruşturmanın herhangi bir şekilde bir FETÖ bağlantısı da yok” dedi.

CHP’liler, casusluk suçunun bir şekilde “terör suçu” ile ilişkilendirilse bile İBB’ye kayyum atanamayacağını savunuyor.

İmamoğlu hakkında zaten “kent uzlaşısı” kapsamında açık bulunan bir terör soruşturması olduğuna dikkat çekilerek, zaten istenirse şu anda da kayyum atamaya engel bir durum olmadığı ifade ediliyor.

CHP’li yöneticiler iktidarın “ekonomik, siyasi sonuçları ve toplumsal tepkileri” dikkate alarak kayyum atamadığını belirtirken şu yorumda bulundular:

“İsterlerse Esenyurt’taki gibi belediye meclisini de feshederler. Ama 39 ilçeden belediye meclisi üyeleri var, bunu kendileri de istemezler.

“Ekonomik, siyasi ve toplumsal tepkileri göze alamadıkları için kayyum atamaya cesaret edemediler.”

CHP’li bazı hukukçular ise İmamoğlu’nun zaten görevden uzaklaştırıldığını ve yerine yeni bir ismin belediye başkanvekili seçildiğine dikkat çekerek, “Belediye başkanvekili hakkında bir terör suçlaması olursa ancak bu durumda bir kayyum söz konusu olabilir” değerlendirmesinde bulundular.

Reklamı Geç