Ukrayna savaşının başladığı 2022 yılından bu yana ilk kez bir NATO üyesi ülke ile Rusya arasındaki çatışma riski küresel arenada büyük endişe yarattı. Bu endişeyi artıran gelişme; Rusya’nın saldırıları sırasında 3 İHA’nın Polonya hava sahasını ihlal ederek ülke topraklarına düşmesi oldu. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa’dan gelen açıklamalar gerilimi yükseltirken, Varşova yönetimi, ihlalin ardından NATO Antlaşması’nın 4. maddesi çerçevesinde müttefiklerle acil istişare talebinde bulundu. ABD, Polonya’ya güçlü destek mesajları verirken, Rusya ise sorumluluğu reddetti ve İHA’ların düşmesinde payı olmadığını öne sürdü.

İSRAİL İÇİN Mİ?
Krizin sıcak çatışmaya dönüşme riski ile Türkiye’nin pozisyonunu, “Haberglobal.com.tr”ye değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ise yaşananları İsrail’in Katar operasyonunu örtme girişimi olarak nitelendirdi. Prof. Dr. Ünal, ABD, AB ve NATO bloğunun amacının dikkatleri dağıtmak ve İsrail’in sorumluluklarından uzaklaştırmak olduğunu savunarak, şunları söyledi: “Nitekim Almanya ve Fransa hemen olayın üzerine atladı. İsrail pervasızca hareket ederken, birden Rusya’nın Polonya’ya saldırdığı gibi tweet’ler dolaşıma sokuldu. Bahsi geçen İHA’lar en basit modeller ve muhtemelen hedef sapması söz konusu.”
BENZERİ YAŞANMIŞTI
Prof. Dr. Ünal, yaşanan krizin sıcak çatışmaya dönüşmesinin mümkün olmadığını da sözlerine eklerken, “İHA’ların yanlışlıkla düşmüş olması oldukça yüksek. Daha önce benzer bir örnek yaşanmış; Rus hava savunma sistemlerinden atılan bir füzenin Polonya’ya düştüğü söylenmişti. Ancak olayın aslında Zelenski ile Polonya arasında tezgahlandığı ve bir provokasyon olduğu ortaya çıkmıştı” dedi.
NATO SAVAŞA GİRMEZ
İsrail’in Katar’a saldırısının hemen ardından gündeme getirilen olayın manidar olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ünal, “İHA’lar ‘Rus yapımı’ denilerek de kamuoyuna servis edilmiş olabilir. Amaç, dikkatleri İsrail üzerinden uzaklaştırmak. NATO üyeleri doğrudan Rusya ile savaşa ‘evet’ demez. Oy birliği esasıyla çalışan NATO’da böyle kritik bir kararın çıkması pek mümkün görünmüyor” ifadelerini kullandı.

“RİSK SIFIR DENEMEZ”
Doç. Dr. Deniz Tansi (Uluslararası İlişkiler Uzmanı)
“Türkiye’nin her şartta dengeli diplomasi tutumunu sürdürmeli. NATO’nun 5. maddesi, otomatik işleyen bir süreç değil. Bu madde yalnızca bir kez, 11 Eylül saldırılarında devreye sokuldu ve ABD, bu maddeyi El Kaide terör örgütüne karşı kullandı. Unutulmaması gereken nokta, kararların oy birliğiyle alınmasıdır.”
“ZORUNDA KALIRIZ”
“Rusya ilk kez bu kadar doğrudan bir ihlal gerçekleştirmiş durumda. Böyle bir durumda NATO’nun 5. maddeyi işletmesi için ABD’nin öncülük etmesi gerekir. Ancak ABD, Rusya ile NATO’yu doğrudan karşı karşıya getirecek bir sürece girmek istemez. Şayet NATO bir operasyon kararı alınırsa Türkiye de buna ‘evet’ demek durumunda kalır.”
RUS NÜFUSU TANINIR
“Bundan sonra Ukrayna özelinde yeni gelişmeler olabilir. Kırım, Luhansk ve Donetsk bölgelerinde Rus nüfuzunun fiili olarak tanınması gündeme gelebilir. Alaska Zirvesi’ni hatırlamak lazım; o dönemde de benzer şekilde fiili tanımalar gündeme gelmişti. Bugün de benzer bir süreç yaşanıyor. Polonya ise bu gelişmelerden en çok tedirgin olan ülkelerden.”

TÜRKİYE İÇİN RİSKLER
Öte yandan analistler de, krizin Türkiye’ye olası etkileri konusunda, hem fırsat hem de risklerin oluşabileceğine dikkat çekiyorlar Yapılan analizlerde, Türkiye’nin enerji cephesinde özellikle temkinli olması gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’nin, doğalgaz ithalatının yaklaşık yüzde 40’ın halihazırda Rusya’dan tedarik ettiği belirtilirken, Kamuoyu Araştırmacısı Volkan Tebrizcik ise, “Gerginliğin krize dönüşmesi durumunda ise enerji piyasalarındaki fiyat artışları Türkiye için olumsuz sonuçlar doğurabilir” dedi.
Kaynak: Web Özel