
Kaynak, Burak Kara/Getty Images
- Yazan, BBC News Türkçe
- Unvan,
bir saat önce
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Eylül Perşembe günü Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede, “Heybeliada’daki Ruhban Okulu ile ilgili üzerilerine ne düşerse yapmaya hazır olduklarını” söyledi.
Trump ise Erdoğan’ın bu sözlerini “Çok iyi” diye yanıtladı, “Yardıma ihtiyaçları vardı ve ben de bunu gündeme getireceğimi söyledim” dedi.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, 15 Eylül’de Trump ile görüşmüştü.
İstanbul’un Adalar ilçesindeki Heybeliada’da yer alan ve yarım asırdan fazladır kapalı olan Ruhban Okulu’nun açılması için çalışmalar son dönemde yoğunlaşmış durumda.
Hem hükümet yetkilileri hem de Patrikhane ve çevresinden son aylarda gelen mesajlar, iki tarafın da okulu açmak istediğine işaret ediyor.
Heybeliada’daki Ruhban Okulu hakkında merak edilenleri ve ve okulun durumu hakkında son yaşanan gelişmeleri inceledik.

Kaynak, Muhammed Selim Korkutata/Anadolu via Getty Images
Heybeliada Ruhban Okulu nedir?
Heybeliada Ruhban Okulu, din adamı yetiştirmek amacıyla, 1844 yılında Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı olarak Yüksek Ortodoks Teoloji adıyla açıldı.
Hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Türkiye Cumhuriyeti döneminde okul, bağlı metropolitlikler ve kiliselerin din adamı ihtiyacını karşıladı.
Okulun durumu, 1922 ve 1923 yılları arasındaki Lozan Barış görüşmelerinde önemli bir tartışma maddesi oldu.
1971’de özel öğretim kurumlarıyla ilgili yapılan bir yasal düzenlemenin ardından okul kapatıldı.
Kapatıldığında dört yıl lise ve üç yıl teoloji eğitimi veriyordu.

Kaynak, Getty Images
Doğum yeri Çanakkale’ye bağlı Gökçeada olan Bartholomeos da bu okuldan mezun oldu.
Akıbeti yıllarca tartışılan okul, özellikle 1990’lardan itibaren Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik çabaları sürecinde sık sık gündeme geldi.
Okulun açılması konusunda yetkililerle görüşen heyette yer alan cemaat temsilcisi Laki Vingas, okulla ilgili kamuoyunda yıllardır süren tartışmalara değinerek “Burası, Sultan Abdülmecid’in fermanıyla açılmış bir eğitim kurumu. Buranın bir eğitim kurumu olduğunu çoğu zaman unutuyoruz. Bir eğitim kurumu tamamıyla siyasal bir meta haline dönüştürüldü” yorumunu yapıyor.
Geçtiğimiz aylarda okulla ilgili BBC Türkçe‘ye konuşan Vingas, Türkiye’deki 167 Azınlık vakfını temsil eden Cemaat Vakıfları’nın 2009 ve 2017 yılları arasında iki dönem temsilciliğini yapmıştı.

Kaynak, Getty Images
Okulun açılması nasıl gündeme geldi?
Okulun açılması uzun bir aradan sonra 2024’te tekrar gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Mayıs’ta Yunan basınında yer alan bir açıklamasında, “okulun açılması için çalışmalar yaptıklarını” söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 28 Mayıs’ta okulu ziyaret etti.
Tekin, ziyaretin ardından verdiği bir röportajda “kişisel olarak okulun açılmasını istediğini” söyledi.
Eylül 2024’te Patrik Bartholomeos, Yunan basınına verdiği demeçte, “Okulumuzun yeniden faaliyete geçmesi eşiğinde bulunduğumuza artık eminiz” dedi.

Kaynak, MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
Bartholomeos, 26 Aralık 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ziyaret etti.
Görüşmede Heybeliada Ruhban Okulu konusu da ele alındı.
Patrikhane’den yapılan açıklamada, “Bartholomeos’un okulun yeniden açılabilmesine yönelik çalışmalardan dolayı Erdoğan’a teşekkür ettiği, işlemlerin hızlandırılması hususunda da yardım ricasında bulunduğu” aktarıldı.
Ziyarete, Kadıköy Rum Ortodoks Metropoliti Emmanuel Adamakis ve Laki Vingas da katıldı.

Kaynak, WHITEHOUSE.GOV
Bakan Tekin, 30 Aralık 2024’te “Onlarla görüşmeleri yaptık. Açılması yönünde bir karar verilirse hangi statüde açılacağına dair bir metin oluşturduk. Bundan sonrası artık siyasi bir mekanizma” açıklamasını yaptı.
Okulun açılmasıyla ilgili resmi makamlarla görüşmeleri yürüten heyette yer alan Vingas, görüşmelerin olumlu bir havada gittiğini belirtti.
Açılmasını eleştirenler ne diyor?
Okulun açılması konusu Türkiye’de geçmişten bu yana siyasi tartışmalara neden oluyor.
Günümüzde de bazı siyasi kesimler, okulun açılması çabalarını eleştiriyor.
Bu çevrelerin eleştirilerinde, okulun açılmasının “Avrupa Birliği ve ABD’nin bir dayatması olduğu” iddiaları öne çıkıyor.
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ da Ağustos 2024’te yaptığı bir açıklamada, okulun açılması çabalarını eleştirdi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “İstanbul’un ortasında ikinci bir Vatikan kurulması sürecini başlatmış oluyor” dedi.

Kaynak, Getty Images
Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Cihat Yaycı da okulun açılmasını sık sık eleştirerek “tamamen özerk statü kazanma çabaları bunlar” diyor.
Eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili, Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Metiner ise Kasım 2024’te paylaştığı bir sosyal medya mesajında, “Yunanistan’daki Müslüman Türk kardeşlerimizin Lozan’da kabul edilen hak ve özgürlükleri aynısıyla sağlanmadığı sürece Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması yanlış olur” demişti.
Nasıl bir statüyle açılabilir?
Okulun nasıl bir statüyle açılabileceği konusu da yıllardır tartışılıyor.
Konuyla ilgili BBC Türkçe‘nin görüştüğü avukat Kezban Hatemi, gönderdiği yazılı açıklamada, öncelikle okulun açılması önünde hiçbir hukuki engelin olmadığını savunuyor.
Ruhban okulunun 1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun bazı maddelerinin 1971’de iptal edilmesinin ardından kapatıldığını belirten Hatemi, bununla birlikte okulun bu kanuna göre kurulmuş olmadığını, 1844 yılında bir azınlık meslek okulu olarak açıldığını, bu yüzden kapatılmasının dayanaksız olduğunu belirtiyor.
Hatemi, açıklamasında “Ruhban Okulu’nun 1971 yılına kadar faaliyet gösterdiği statü ve sistemin bugünkü sistem ile uyumu açısından bariz farklılıklar gösterdiği için bakanlıkla yapılan görüşmelerde teoloji eğitiminin statüsü açısından henüz mutabakata varılamadığını” aktarıyor.
Avukat Hatemi’ye göre müzakerelerde tartışılan farklı seçenekler arasında “eski okulun açılması, yeniden müracaat, teoloji meslek yüksekokulu ve bir üniversite yapılanması” bulunuyor.
“Rum Patrikhanesinin bu konudaki temel isteği 1971’de kapatılmış olan Ruhban Okulu’nun eski statüsü ile aynen açılmasıdır” diyen Hatemi ekliyor:
“Bundan kastedilen statü Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ‘özel okul’ statüsüdür. Okulun yönetimi Rum Patrikhanesi’nde, denetimi Milli Eğitim Bakanlığı’ndadır.”

Kaynak, Getty Images
Laki Vingas ise statüyle ilgili “Muhtemelen tabii ki bir ortaokul veya lise statüsünün dışında bir kurum olacak. Bizim heyetimizin de bu konuda çalışması lazım” diyor.
Vingas, okulun küresel çapta bir ihtiyaç olduğunu savunuyor:
“Hem bizim coğrafyamızda hem de çok uzağında mesuliyetleri var. Mesela Alaska’dan Santiago’ya kadarki bölgede birçok kilise, birçok metropolit var. Kalküta’da bir kilise Patrikhanemize manevi olarak bağlıyken, aynı zamanda Seul Üniversitesi’nde de buraya manevi olarak bağlı bir kilise organizasyonu var.”
Okul binası şu anda ne durumda?
Peki yıllardır kapalı olan okulun fiziki şartları ne durumda?
Vingas, okulun Aya Triada Tepe Manastırı Vakfı’na ait olduğunu hatırlatıyor.
“Tesadüfen geçen yıl, okulu depreme karşı güçlendirmek amacıyla ciddi bir restorasyon çalışması başladığını” aktarıyor.
Vingas, “Bina 2026’da hazır olacak. İnşallah o zamana kadar da istişareler tamamlanır” diyor.
“Bu yalnızca bir okulu tekrar açma mücadelesi değil bir haksızlığı hakkaniyet çerçevesinde giderme meselesi” diye ekliyor.