Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uzmanlar altına yatırım konusunda ne diyor?

Haber bilgisi Yazan, Theo
Altın görseli

  • Yazan, Theo Leggett
  • Unvan, Uluslararası İş Dünyası Muhabiri
  • bir dakika önce

Emma Siebenborn bana yüzükler, bilezikler, kolyelerin de olduğu eski püskü mücevherlerle dolu soluk plastik bir kutuyu gösterirken “Burada yaklaşık 250 bin sterlin değerinde altın var” diyor.

Emma, Londra’da bir aile işletmesi olan Hatton Garden Metals’in strateji direktörü. Bu sevimsiz kutuysa her gün satın aldıklarının küçük bir örneği. Aslında bunlar, eritilip geri dönüştürülecek olan altın hurdaları.

Ayrıca masanın üzerinde, süet kaplı bir tepsi içinde daha zarif bir şekilde sunulan birçok altın sikke ve külçe bulunuyor. En büyük külçe yaklaşık bir cep telefonu büyüklüğünde. Ağırlığı 1 kg ve değeri yaklaşık 80 bin sterlin.

Sikkeler arasında da çok sayıda 24 ayar değerinde altın bulunuyor.

Altın fiyatlarındaki son artış talepte de bir artışa yol açtı.

Emma’nın kız kardeşi ve şirketin genel müdürü Zoe Lyons daha önce hiç böyle bir şey görmemiş. “Pazarda heyecan ve uğultu var ama aynı zamanda gerginlik ve endişe de var” diyor.

“Piyasanın bundan sonra ne yöne gideceğine dair bir endişe var ve bu duygular da oldukça büyük alım satımlar yaratıyor.”

Altında tüm zamanların rekoru

Altın fiyatı geçtiğimiz yıl içinde yüzde 40’tan fazla artış gösterdi.

Nisan ayı sonunda troy ons (değerli metaller için kullanılan bir ölçü) başına 3 bin 500 doların üzerine çıktı.

Bu, enflasyon hesaba katıldığında bile Ocak 1980’de ulaşılan bir önceki zirveyi aşarak tüm zamanların rekorunu kırdı.

Altının o zamanki dolar fiyatı 850 dolar ya da bugünün parasıyla 3 bin 493 dolardı.

Ekonomistler bu durumu çeşitli faktörlere bağlıyor.

Bunların başında, Trump yönetimi tarafından ABD ticaret politikasında yapılan ve etkileri piyasaları sarsan öngörülemez değişiklikler geliyor.

Buna karşın altın, birçok kişi tarafından sağlam bir yatırım olarak görülüyor.

Jeopolitik belirsizlikle ilgili korkular altının cazibesini daha da artırdı.

Birçok yatırımcı, bir zamanlar milyarder Warren Buffett tarafından “cansız” ve “ne işe yarar ne de üretken” olduğu gerekçesiyle reddedilen bir emtianın sunduğu göreceli istikrarı takdir etmeye başladı.

Madencilik endüstrisi tarafından finanse edilen bir ticaret birliği olan Dünya Altın Konseyi’nin kıdemli piyasa analisti Louise Street, “Bu tür koşullar, altın için mükemmel bir fırtına olarak değerlendirilebilir,” diyor.

“Potansiyel enflasyonist baskılara odaklanılıyor. Resesyon riskleri artıyor, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) çok yakın zamanda ekonomik tahminleri düşürdüğünü gördünüz…”

Ancak yükselen şey aynı zamanda düşebilir. Altın istikrarlı bir varlık olarak ün yapmış olsa da fiyat dalgalanmalarına karşı bağışıklı değildir. Aslında, geçmişte fiyattaki büyük artışları önemli düşüşler izlemiştir.

Peki bunun tekrar yaşanması ve bugünün hevesli yatırımcılarının birçoğunun büyük kayıplar yaşaması riski nedir?

Altına ilgi neden arttı?

Görece nadir olmasının da yardımıyla altın, yüzyıllardır gerçek bir değer deposu olarak görüldü. Küresel arzı sınırlı. Dünya Altın Konseyi’ne göre bugüne kadar sadece 216 bin 265 ton civarında altın çıkarıldı. (Toplam miktar şu anda yılda yaklaşık 3 bin 500 ton).

Bu da altının yaygın olarak değerini koruyacak bir “güvenli liman” varlığı olarak algılandığı anlamına geliyor.

Ancak bir yatırım olarak hem avantajları hem de dezavantajları var.

Hisse senetlerinin aksine, hiçbir zaman temettü ödemez. Tahvillerin aksine, istikrarlı, öngörülebilir bir gelir sağlamaz ve endüstriyel uygulamaları nispeten sınırlı.

Bir kuyumcunun vitrininin fotoğrafı. Raflarda 24, 22, 18 ve 14 ayar altın ve takı çeşitleri görülüyor.

Kaynak, Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Altın paslanmıyor, yanmıyor, her türlü koşulda olduğu gibi kalıyor. Kendi değerini her zaman koruyan bir kıymetli metal olarak kabul ediliyor.

Bununla birlikte, bankacılık sisteminin dışında var olan fiziksel bir ürün.

Ayrıca enflasyona karşı bir sigorta poliçesi olarak da kullanılıyor: Para birimleri zaman içinde değer kaybetme eğilimindeyken, altın kaybetmez.

Borsacı AJ Bell’in yatırım direktörü Russ Mould, “Altın merkez bankaları tarafından basılamaz ve havadan da yaratılamaz” diyor.

“Son zamanlarda, bir kriz olduğunda yetkililerin verdiği en büyük politika tepkisi şu oldu: Faiz oranlarını düşürmek, para arzını artırmak, parasal genişleme, para basmak. Altın bundan korunmak için bir sığınak ve dolayısıyla bir değer deposu olarak görülüyor.”

Son zamanlarda Borsa Yatırım Fonları (Exchange Traded Funds) olarak adlandırılan, altın gibi bir varlığı bizzat elinde tutan ve yatırımcıların fonda hisse alıp satabildiği yatırım araçlarından gelen altın talebinde önemli bir artış oldu.

Altın, büyük kurumsal yatırımcılar arasında da popüler. Ve yatırımcıların eylemleri fiyatın yükselmesine yardımcı oldu.

Ocak 1980’de altın bir önceki rekorunu kırdığında, Sovyetler Birliği Afganistan’ı yeni işgal etmişti.

Petrol fiyatları yükseliyor, gelişmiş ekonomilerde enflasyonu artırıyor ve yatırımcılar servetlerini korumak istiyordu.

Küresel mali krizin ardından da fiyat hızla yükseldi ve 2011’de bir başka zirveye ulaştı.

Son artışlar ise büyük ölçüde piyasaların Trump yönetiminin yarattığı kafa karışıklığına verdiği tepkiye borçlu görünüyor.

Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell

Kaynak, AFP/Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, ABD Başkanı Donald Trump, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’ı “büyük bir kaybeden” olarak tanımladı.

En son artış, ABD Başkanı Donald Trump’ın Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’a internet üzerinden bir saldırı başlatmasının ardından geldi.

Faiz oranlarının derhal düşürülmesi çağrısında bulunan Trump, borçlanma maliyetini yeterince hızlı düşüremediği için Powell’ı “büyük bir kaybeden” olarak tanımladı.

Bu yorumlar bazıları tarafından ABD merkez bankasının bağımsızlığına bir saldırı olarak yorumlandı.

Hisse senedi piyasaları düştü, doların diğer büyük para birimlerine kıyasla değeri arttı ve altın en son rekorunu kırdı.

Ancak altının son dönemdeki gücü tamamen Trump faktörüyle açıklanmıyor.

Merkez bankalarının altına ilgisi

Louise Street’e göre, kısmen merkez bankaları nedeniyle fiyat 2022’nin sonlarından bu yana dik bir yükseliş eğrisi izliyor.

Son 15 yıldır resmi rezervlerine eklemek için merkez bankalarının net altın alıcısı olduklarını söyleyen Louise, “Ancak bunun son üç yılda gerçekten hızlandığını gördük” diyor.

Merkez bankaları 2010-2021 yılları arasında yılda ortalama 481 ton altın alırken, 2022’den bu yana her yıl toplu olarak bin tondan fazla altın satın aldı.

Polonya, Türkiye, Hindistan, Azerbaycan ve Çin geçen yıl önde gelen alıcılar arasındaydı.

Analistler, ekonomik ve jeopolitik belirsizliğin arttığı bir dönemde merkez bankalarının kendilerinin de tampon oluşturmaya çalışıyor olabileceğini söylüyor.

Altın kolye

Kaynak, Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Birçok merkez bankası altın alımlarını sıklaştırdı.

Goldman Sachs’ın küresel emtia araştırmaları eş başkanı Daan Struyven, “2022’de Rusya Merkez Bankası’nın rezervleri Ukrayna’nın işgali bağlamında donduruldu ve dünyanın dört bir yanındaki küresel merkez bankalarının rezerv yöneticileri ‘Belki benim rezervlerim de güvenli değildir, altın alıp kendi kasalarımda tutsam nasıl olur?’ diye sordu” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Ve böylece merkez bankalarının altın talebinde yapısal olarak beş katlık büyük bir artış gördük.”

Yatırım şirketi Panmure Liberum’un baş ekonomisti ve araştırma müdürü Simon French de dolar bazlı bankacılık sistemlerinden bağımsızlığın merkez bankaları için önemli bir itici güç olduğuna inanıyor.

French, “Çin’e bakarım, ama aynı zamanda Rusya’ya da, merkez bankaları büyük bir altın alıcısı, Türkiye’ye de.

“Dolar sisteminin ve potansiyel olarak Avro sisteminin silahlanmasından korkan bir dizi ülke var.

“Eğer diplomatik ya da askeri gerekçelerle ABD ya da Batı görüşüne yakın durmuyorlarsa… merkez bankalarında askeri ya da siyasi düşmanları tarafından kontrol edilmeyen bir varlığa sahip olmak oldukça çekici bir özelliktir.”

Altının saflık derecesini gösteren bir grafik.

Kaynak, BBC Türkçe

Fotoğraf altı yazısı, Altının fiyatı saflık ayarına bağlı olarak hesaplanıyor. Söz konusu ürünün içinde ne kadar çok saf altın varsa fiyatı o kadar yüksek oluyor.

Bir başka faktör de altın piyasasını yukarı çekmeye yardımcı olabilir: İngilizce ifadenin baş harfleriyle ‘FOMO’ ya da bir şeyi kaçırma veya dışında kalma korkusu.

Tüm zamanların yeni rekorlarının kırılmasıyla birlikte bu korku bazı çevrelerde günlük konuşmalara da yansımış durumda.

Zoe Lyons, Londra’daki kuyumcu piyasası Hatton Garden’da da durumun böyle olduğuna inanıyor.

“[İnsanlar] altın pastadan pay almak istiyor” diyor ve ekliyor: “Bunu da fiziksel altın satın alarak yapmak istiyorlar.”

Güvenli ama nereye kadar?

Ancak asıl soru bundan sonra ne olacağı.

Bazı uzmanlar, öngörülemeyen ABD politikası, enflasyonist baskılar ve merkez bankası alımlarının etkisiyle yükseliş eğiliminin devam edeceğine inanıyor.

Nitekim Goldman Sachs, altının 2025 sonunda 3 bin 700 dolar/oz ve 2026 ortasında 4 bin dolara ulaşacağını tahmin ediyor.

ABD’de bir durgunluk yaşanması ya da ticaret savaşının tırmanması durumunda bu yılın sonlarına doğru 4 bin 500 dolar seviyesine bile ulaşabileceğini ekliyor.

Daan Struyven, “ABD hisse senedi piyasası altın piyasasından 200 kat daha büyük, dolayısıyla büyük hisse senedi veya tahvil piyasasındaki küçük bir hareket bile çok daha küçük olan altın piyasasında büyük bir yüzde artışı anlamına gelecektir” diyor.

Başka bir deyişle, altını yukarı çekmek için büyük yatırım piyasalarında çok büyük bir türbülans gerekmeyecek.

Bazıları ise altın fiyatlarının çok hızlı yükseldiğini ve piyasada bir balon oluştuğunu, balonların da patlayabileceğini düşünüyor.

9 parça külçe altın

Kaynak, AFP via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, İstikrarlı bir varlık olarak ün yapan altın fiyat dalgalanmalarından etkilenmiyor

Örneğin 1980 yılında, altın fiyatındaki dramatik yükselişi aynı derecede dikkat çekici bir düzeltme takip etmiş ve Ocak sonunda 850 dolardan Nisan başında sadece 485 dolara düşmüştü.

Ertesi yılın Haziran ayı ortalarında ise 297 dolar seviyesindeydi. Bu zirve noktasına göre yüzde 65’lik bir düşüş anlamına geldi.

2011’deki zirveyi de keskin bir düşüş ve ardından bir dalgalanma dönemi izledi. Dört ay içinde yüzde 18 oranında düştü. Bir süre aynı seviyede kaldıktan sonra düşmeye devam etti ve 2013 ortasında en yüksek seviyesinden yüzde 35’lik bir düşüşle en düşük noktasına ulaştı.

Şimdi şu soruyla karşı karşıyayız: Benzer bir şey şimdi de olabilir mi?

Balon patlayabilir mi?

Bazı analistler fiyatların nihayetinde önemli ölçüde düşeceğini düşünüyor.

Morningstar’da sektör uzmanı olan Jon Mills, Mart ayında bir ons altının maliyetinin önümüzdeki birkaç yıl içinde sadece bin 820 dolara düşebileceğini öne sürdüğünde manşetlere çıkmıştı.

Ona göre madencilik firmaları üretimlerini artırdıkça ve piyasaya daha fazla geri dönüştürülmüş altın girdikçe arz artacaktı.

Aynı zamanda merkez bankaları alımlarını azaltacak, talebi canlandıran diğer kısa vadeli baskılar azalacak ve fiyatlar düşecekti.

Bu tahminler o zamandan beri, büyük ölçüde artan madencilik maliyetleri nedeniyle biraz yukarı doğru revize edildi.

Donald Trump

Kaynak, Bloomberg via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’a internet üzerinden bir saldırı başlatması altın fiyatlarını zirveye çıkarmıştı.

Daan Struyven ise aynı fikirde değil.

Kısa vadeli bir düşüş yaşanabileceğine ancak fiyatların genel olarak yükselmeye devam edeceğine inanıyor.

“Ukrayna’da bir barış anlaşması ya da ticarette hızlı bir gerileme olursa, hedge fonların paralarının bir kısmını altından çekip borsa gibi riskli varlıklara yatırmaya istekli olacağını düşünüyorum…

“Dolayısıyla geçici düşüşler görebilirsiniz. Ancak merkez bankalarının daha güvenli rezerv tutmak istediği bu son derece belirsiz jeopolitik ortamda, orta vadede talebi artırmaya devam edeceklerinden oldukça eminiz.”

Russ Mould, en azından yükseliş trendinde bir duraklama olacağına inanıyor ve “Bu kadar çarpıcı bir yükseliş yaşadığı göz önüne alındığında, bir aşamada nefes almak için duraklamasını beklemek mantıklı olacaktır” diyor.

Ancak keskin bir ekonomik yavaşlama olursa ve faiz oranları düşürülürse, altın fiyatının uzun vadede daha da yükselebileceğine inanıyor.

YouTube paylaşımını geçin

Google YouTube içeriğine izin veriyor musunuz?

Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen “kabul et ve devam et” seçeneğine tıklayın.

Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir. YouTube içerik reklam içerebilir

YouTube paylaşımının sonu

Yatırımcılar için bir sorun, altının son rekor fiyatının, devam eden yukarı doğru tırmanışta, örneğin 4 bin doların üzerine, sadece bir aşama noktası mı yoksa zirve mi olduğunu anlamak.

Panmure Liberum’dan Simon French, zirvenin artık çok yakın olabileceğine ve büyük para kazanma umuduyla piyasaya girenlerin hayal kırıklığına uğrayabileceğine inanıyor.

Diğerleri ise son zamanlarda abartı ve manşetlerle altın almaya yönelenlerin, piyasanın tersine dönmesi halinde kaybedebilecekleri uyarısında bulundu.

Hargreaves Lansdown’da para ve piyasalar müdürü olan Susannah Streeter, “Kısa vadeli spekülasyonlar geri tepebilir, her ne kadar rekor yükselişin kuyruğuna takılmak cazip gelse de” diyor.

“Altına yatırım yapmayı düşünen yatırımcılar bunu çeşitlendirilmiş bir portföyün parçası olarak yapmalıdır – tüm yumurtalarını altın sepete koymamalılar.”

Reklamı Geç