Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 19 Ekim’de resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya geliyor. Resmi açıklamalara göre gündemde; Ukrayna ve Ortadoğu’daki savaşlar, yasadışı göç ve ekonomi konuları bulunuyor. Özellikle göç baskısı Scholz hükümeti için önem taşıyor. Almanya’nın Schengen sınırlarında yeniden kontrol başlatması AB üyesi ülkelerde tartışmalara neden olurken; Avrupa’daki diplomasi koridorlarında, Schengen’in yıkılmasını önleyebilecek tek yolun “Türkiye ile yeni bir işbirliği” olduğu yorumları yapılıyor. Avrupa’da bu tartışmalar devam ederken Ankara’ya ziyaret hazırlıkları yapan Scholz’un ajandasında nelerin yer aldığı merak konusu oldu. Almanya’da uzun yıllar diplomat olarak görev yapan emekli büyükelçi Uluç Özülker tarihi ziyareti değerlendirdi.
NAZİZM GERİ DÖNÜYOR
Almanya’nın Türkiye’ye silah ambargoları uyguladığını; Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda tartışmalı bir konumda olduğunu hatırlatan Özülker şu değerlendirmeleri yaptı: “Almanya ile görüşüyoruz ama dağ fare bile doğurmuyor. Dış ticaretimiz dışında Almanya ile güvenerek adım atmamızı mümkün kılmayacak bir noktada bulunuyoruz. Ancak Almanya’da son dönemde bütün bunların yeniden değerlendirilmesini gerektiren üç başlık oluştu. İlk olarak Olaf Scholz ne partisi ne kendi prestiji açısından iyi durumda. Sol partiler zaten çöktüler; Nazizm Almanya’ya dolu dizgin geri geliyor. Irkçı parti Afd bütün engellemelere rağmen güç kazanıyor. Bu çok büyük bir tehlike ama Almanya önünü kesemiyor. Böyle baktığımızda Scholz’un Almanya’da geleceği yok. Bütün bunların üstesinden gelmeye yönelik liderlik vasfı da bulunmuyor.”
TÜRKİYE’NİN ETKİSİ ARTTI
“Almanya silahlanmayı üst düzeye çıkardı; Ukrayna’ya askeri destek veriyor. Biz burada da Almanya ile ters düşüyoruz” diyen Özülker şunları söyledi: “Almanya istese de istemese de Türkiye güçlü bir partner olarak jeopolitik konumu itibarıyla dünyadaki yerini perçinledi. Bugün Ortadoğu’da sorun eğer çözümlenecekse Türkiye işin içine girip gerekli katkıyı vermeden olamayacağını Almanya da gördü. Dolayısıyla burada ikinci husus da budur. NATO ve Avrupa Birliği Almanya’nın istediği konumda değildir. Almanya Doğu Akdeniz’de yeni bir politikaya yönelmek mecburiyetinde hissediyor. Bunun idraki içinde bizimle ilişkileri daha fazla bozmanın yararlı olmadığı konusunda kendi partisinde tenkide uğramış görünüyor.“
4. NESİL ÇOK EĞİTİMLİ
Almanya’da 4 milyon insanımızın yaşadığını hatırlatan Özülker, “Benim görev yaptığım dönemde de her zaman endişe konusu olmuştur; din konusunda baskı yapılması rahatsızlık yaratıyordu. Ancak üçüncü nesilden sonra Almanya’da şartlar değişti. Dördüncü nesil inanılmaz bir şekilde sorunları Türkiye’nin lehine çözmek için mücadele içine girmiş bulunuyor. Fevkalade eğitilmiş güçlü bir zümre orada Türkiye’nin arkasında kapı gibi duruyor. Nüfusun yaşlandığı Almanya gördü ki Almanya’nın güvenliği Anadolu’dan başlar. Bugün Almanya bunun idraki içine girmeye başladı” ifadelerini kullandı.
TÜRKİSTAN AVANTAJI
Öte yandan Scholz geçen Eylül ayında Özbekistan ve Kazakistan’da temaslarda bulunmuştu. Avrasya İnceleme Merkezi’nde yer alan Gülperi Güngör’ün değerlendirmesine göre Scholz’un ziyareti, Orta Asya ülkelerinin ekonomik büyümeleri ve enerji güvenliği açısından sunduğu fırsatları öne çıkarırken, Almanya’nın bölgedeki stratejik çıkarlarını koruma politikasının bir adımı. Güngör, “Bu noktada Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) bölgede gelişen önemi de Almanya tarafından göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. TDT ulaştırma ve diğer alanlardaki ortak standartların oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır” değerlendirmesini yapıyor.
Kaynak: Web Özel