Donald Trump‘ın ABD seçimlerinden bir kez daha zaferle çıkmasının yankıları sürerken bölgemizde dikkatler, ABD’nin Ortadoğu’daki yeni politikalarının ne olacağına çevrildi. Trump’ın ilk mesajı ‘savaşları durduracağım’ oldu ancak güvenlik uzmanlarına göre Ortadoğu’da İran’ın merkezinde olduğu yeni savaş planları yapılıyor; Türkiye’yi doğrudan etkileyecek ABD politikalarında Suriye‘deki terör örgütü PKK/YPG varlığı ise önemli bir rol oynuyor. Haber Global Web Özel’e değerlendirmelerde bulunan Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Başkanı, güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar’a göre Trump yönetimi İsrail’in güvenliği için, Suriye-Lübnan sınırında önemli hamleler yapacak.
ABD’NİN ÖNEMLİ KOZU
Geçen dönemde Trump’ın Suriye’den asker çekmeye çok yaklaştığını ancak ABD içindeki bir ‘eksen’in bunu engellediğini belirten Ağar şunları söyledi: “ABD, YPG/PKK üzerinden Suriye’deki inisiyatifini devam ettiriyor. ABD, DEAŞ’ı mazeret olarak kullanıyor ama bu ABD menfaatlerine hizmet eden bir kurgu. ABD’nin kullandığı bir diğer güç Ürdün sınırına bitişik olan Tanef bölgesindeki Amerikan ‘ÖSO’su. Bu iki alan ve üzerindekiler, diğer asimetriklerle birlikte ABD’ye inisiyatif sağlıyor. Enerji kaynakları ve verimli araziler bunlar üzerinden kontrol ediliyor.”
PKK’YA YENİ ROL
ABD için artık en güncel ve önemli konunun İsrail’in güvenliği olduğunu belirten Ağar şöyle devam etti:
“Şimdi gündemde YPG/PKK’nın İsrail’in güvenliği için sözde bir tampon bölge oluşturması var. Aynı zamanda terör örgütünün Davut Koridoru olarak adlandırılan koridorun çok önemli bir bileşeni olması da gündemde. YPG/PKK içerisindeki Sünni Arap kökenli güçler başta, YPG/PKK’nın, Dürzi’lerin, Tanef ÖSO’sunun hatta değişik alanlardaki radikal ve mezhep temellilerin, hatta siyaset ve stratejilerin değiştirilerek Esat rejiminin İsrail için kullanılması da gündemde.”
Damga vuracak
“Özellikle Esat’ın; Lübnan savaşındaki reflekslerinde oluşan farklılık dikkat çekici. Bunun nedenleri ve üreteceği sonuçlar önemli. Belki doğrudan ‘İsrail’in güvenliği’ denmeyecek. Şöyle gerekçelendirecekler; İran-Hizbullah bağı, İran-Hamas bağı. PKK/YPG’yi himaye etmede bunu gerekçe gösterecekler. Bu konu ilişkilerimize damgasını vuracak. Bu kurgunun bozulması, bunun doğru jeostratejik bir öngörü olmadığı gerçeğinin ABD’ye kabul ettirilmesi gerekiyor.“
‘AHMET ÇELEBİ’ UYARISI
Denklem içinde denklem!
ABD’nin İran’a yönelik planlarıyla ilgili yakın tarihten ilginç bir örnek veren Ağar şunları kaydetti:
“Irak’ta ABD’yi işgale çağıran Iraklı siyasetçi Ahmet Çelebi’yi hatırlamak gerekiyor. Bugün ABD’nin yaptığı yanlışı tanımlamak için bu örneği veriyorum. ABD, Çelebi’yi kendi ajanı zannetti ancak İran casusu çıktı. Ahmet Çelebi sürgünde Irak hükümeti kuran, ‘Saddam kimyasal silah, kıyamet topu üretiyor’ iddiasını ortaya atan adamdı. Sonrasında başbakan oldu ancak ABD’liler Çelebi’nin İran ajanı olduğunu ortaya çıkarıp görevden uzaklaştırdı. Ahmet Çelebi ise üzerine düşeni çoktan yapmıştı. Bugün Irak’ın durumu ve pastayı kimin yediği ortada. ABD yanlış ata oynayarak kendi ayağına sıkıyor. Çünkü, PKK’yı kendisinin zannederek destekliyor. Ama ya PKK İran’a çalışıyorsa. Talabani’nin de ABD ile arası iyi ancak İran’a daha yakın. Taliban, ABD ile olan iyi ilişkisini İran’a pazarlıyor olabilir mi? İran, Talabani’nin, PKK’nın elindeki alanları kullanıyor olabilir mi? Tüm bu denklemlere bakılmalı!”
YPG’YE DESTEK KESİLMEDİ
Güngör Yavuzarslan’ın değerlendirmesi:
Donald Trump’ın 45. ABD Başkanı iken Suriye’deki politikalarının neler olduğuna bakmak gerektiğini belirten güvenlik uzmanı Güngör Yavuzarslan ise, “Trump geçmiş başkanlık döneminde terör örgütüne desteğini kesmedi. Şimdi Trump döneminde Türkiye’nin Suriye’ye büyük bir askeri harekatı olacak mı? Bunlar hep masada olan sorular. Yeni Trump yönetiminde, güvenlik ekibi, savunma bakanı, dışişleri bakanı kim olacak bunlara bakmak gerekiyor” dedi.
Kaynak: Web Özel