Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Öcalan’ın mesajı Diyarbakır’da nasıl yorumlandı?

Haber bilgisi Yazan, Hatice
Diyarbakır

  • Yazan, Hatice Kamer
  • Unvan, BBC Türkçe
  • Bildirdiği yer Diyarbakır
  • 10 dakika önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısından sonra Ankara’da yaşanan saldırı, “Yeni çözüm süreci başlamadan bitti mi?” sorusunu da beraberinde getirdi.

Saldırıdan sonra, DEM Parti Şanlıurfa milletvekili, Ömer Öcalan, aynı zamanda amcası olan PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştüğünü duyurdu.

44 ay sonra Öcalan ile yapılan ilk aile görüşüydü.

Üst üste yaşanan hızlı gelişmeler Diyarbakır’da şaşkınlığa neden olmuş gibi.

Ankara’daki saldırı için zamanlamasını manidar bulanlar çok.

PKK’nın saldırıyı üstlenmesine karşın, görüştüğüm birçok kişi bu saldırıyı kınıyor ve açıklamadan önce failin PKK olmamasını ümit ediyordu. Saldırının provokasyon olduğunu düşünenler fazla ve 44 ay sonra Öcalan ile görüşmenin önemli olduğuna inanıyorlar.

Devletin attığı bu adımın, Suriye’deki Kürt oluşumundan bağımsız olmadığını düşünenler de çok ve devletin çözüm için samimi olmadığına inananlar da. Bu adımları, Kürtlerin Suriye’de statü kazanmasına engel olmak için bir hamle gibi görenler de var.

Sürecin hızlı ve şeffaf olmadan ilerlemesi güvensizlik yaratmış gibi ve herkes bekleyip ne olacağını görmek istiyor.

Barış hemen herkesin ortak talebi, en büyük endişe ise Öcalan ile yapılan ve başarıya ulaşmadan sona eren her sürecin ardından, olayların daha da şiddetlenerek artması. Bu yüzden yorum yapmaktan kaçanlar çok ve görüştüğümüz kişiler, sürecin nereye gideceğini kestiremediklerini vurgulayarak, güvenlik kaygılarıyla isimlerinin kullanılmasını istemedi.

diyarbakır

‘Neden hızlı ve neden şimdi?’

Öğretmen olduğu için adını vermeyen genç bir kadın, her şeyin bu kadar hızlı gelişiyor olmasına şaşkın.

”Anlam veremiyorum, neden bu kadar hızlı ve neden şimdi?” diye soruyor.

”Madem bu kadar hızlı olabiliyormuş, içine doğduğum bu şiddet ortamına neden maruz kaldım? Tanıdığımız birçok insan neden öldü?”

Öğretmen, kreşe başlamadan önce Kürtçe konuşan beş yaşındaki oğlunun, Türkçe ile tanıştıktan sonra Kürtçe konuşmayı bıraktığını anlatıyor.

”Benim oğlum, neden Türkçe öğrenirken kendi ana dilini unutsun?”

PKK’nın bir neden değil, sonuç olduğuna inanıyor ve Kürtlerin ana dilde eğitim, kimlik, eşitlik gibi taleplerinin görmezden gelerek hiçbir görüşmenin çözüme ulaşamayacağına savunuyor.

Diyarbakır

‘Örgüt, Öcalan’a rağmen hareket etmez’

Adil adlı esnaf da “İmralı ile görüşmenin önemli olduğunu” söylüyor.

“Alan açılırsa, örgüt ona rağmen hareket etmez diye düşünüyorum” derken, devletin samimiyetine inanmadığını söylüyor.

”Daha bu sabah İstanbul ve Ankara’da evlere baskın yapılmış ve 60’ı aşkın insan, örgüt üyesi diyerek gözaltına alınmış. Bir yandan örgütün başı ile görüşüyor ve bu işi bitir diyorsun, diğer taraftan insanları örgüt üyesi diye gözaltına alıyorsun, şimdi biz buna nasıl inanalım?’’

Adil’e göre PKK’nın silah bırakması kadar çözüm bekleyen önemli birçok konu başlığı var.

Kürtlere ana dilde eğitim hakkı ve anayasal güvencenin önemli olduğunu söylüyor.

”Belediyelerimize artık kayyum atanmasın, Demirtaş başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklar özgür bırakılsın. Siyasi nedenlerle sürgüne gidenler geri dönebilsin. PKK’nin silah bırakması isteniyorsa, dağdakilerin geri dönüp, sosyal hayata dahil olması sağlamalı. Asıl kaygım tüm bu taleplerin görmezden gelinmesi.’’

90’larda Lice’deki köyleri yakılınca İstanbul’a göç etmek zorunda kalan genç bir kadın ise yaşanan 45 yıllık çatışmalardan zarar görmeyen çok az insan kaldığını anlatıyor.

“Köyden İstanbul’a tutunmak kolay mı, 35 yaşındayım ama hayatımızın her kesiti travma” diye konuşuyor.

İstanbul’da büyüyen kardeşinin daha sonra dağa gittiğini, 10 yıl önce de bir çatışmada hayatını kaybettiğini anlatıyor.

”Son üç günde yaşananlara bakınca, kardeşim neden öldü diye soruyorum, mesele sadece PKK’nın silah bırakması değil, tabii ki bu çok büyük bir sorun, o da çözüm bulmalı ama kardeşim ve onun gibilerin dağa gitme sebepleri ortadan kalkmalı. Şuna inanıyorum, bütün Kürtler barış istiyor, Öcalan’ın açıklamaları önemli ama tüm bu süreç hepimizin içine sinmeli.’’

Bahçeli’nin çağrısını sosyal medyada ilk gördüğünde yapay zeka ile oluşturulmuş sahte bir konuşma olduğunu sanan Ömer ise, bu çağrıyı önemli bulmakla beraber, temkinli yaklaşıyor.

”Tamamen önceki barış sürecinin birdenbire savaşa çatışmaya dönüşmesiyle bende oluşan, önüne geçemediğim hissiyat” diyor.

‘Kurttan vejeteryan mı olur?’

Diyarbakır

Şanlıurfa’da sağlık sektöründe çalışan Mehmet, Ankara’daki saldırı için yorum yapmanın erken olduğunu belirtiyor. Bahçeli’nin çağrısı için ‘Kurttan vejetaryen mı olur’ diyerek samimi bulmadığını söylüyor.

Abdullah Öcalan mesajı için de “25 yıldır esaret koşullarında yaşayan bir insan nasıl olur da özgür iradeden söz edebilir?” diye soruyor.

Tüm olup bitenlerin İsrail ve İran gerilimi Ortadoğu’da değişecek dengeler ile ilgili olduğunu savunuyor.

”Kürtler Rojava’da statü kazanabilir ve devletten gelen bu hamleler bence bu statünün önünü almaya yönelik. Eğer Abdullah Öcalan da statüye karşı bir çağrı yapacaksa, kendini de boşa çıkarmış olur.”

Daha çok Kürtler üzerine yaptıkları saha araştırmalarıyla bilinen Rawest Araştırma Şirketinin koordinatörü Rojesir Girasun ise Bahçeli’nin açıklaması sonrası Ankara’da gerçekleştirilen saldırının, geçmişte çözüm arayışlarının akabinde gelişen başka provokatif eylem ve saldırıları hatırlattığını söylüyor.

Girasun ”Dört yıl sonra Öcalan’a tecridin kaldırıldığı gün gerçekleşen bu saldırı ile ilgili toplumda ciddi bir endişe ve kafa karışıklığı oldu” diyor.

Girasun, Bahçeli’nin Ankara olayı sonrasında da önceki gün yaptığı açıklamalara sahip çıkmasını da kararlılık belirtisi olarak yorumladı.

”Ancak Öcalan’dan gelen mesaj ve Bahçeli’ye verdiği cevabın olumlu niteliği bir heyecan oluşturmuş durumda. Önceki çözüm sürecinin yarattığı travma sebebiyle endişe, güvensizlik ve temkin halinin varlığı çözüm beklentisini azaltabilmiş değil” diyor.

Rojesir Girasun, Kürt toplumunun farklı kesimlerinde nasıl bir süreç ve hangi muhataplar sorusuna verilen cevapların değiştiğini, buna rağmen, halkta yeni bir çözüm isteği konusunda mutabakatın tam olduğunu söylüyor.

Reklamı Geç