
Kaynak, Reuters
Güncelleme 28 Şubat 2025
PKK lideri Abdullah Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” adı verilen basın açıklamasında okunan mektubunda, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” dedi.
PKK liderinin mektubunu, kendisiyle İmralı’da üçüncü kez görüşen DEM Parti heyeti okudu.
Öcalan’ın açıklamasında, “Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum” ifadeleri yer aldı.
Öcalan, “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” ifadelerini kullandı.
Öcalan’ın çağrı metninin Kürtçesini Ahmet Türk, Türkçesini ise Pervin Buldan okudu.
Heyette yer alanlardan biri olan Sırrı Süreyya Önder, basın toplantısının açılış konuşmasına “Barışa omuz veren ve bunun için bedel ödeyen, omuz veren herkese” teşekkür ederek başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP lideri Bahçeli’ye, CHP lideri Özel’e ve muhalefet liderlerine de teşekkür eden Önder, “Sayın Öcalan mesajını paylaşmak üzere bize verdi. Tarihin olumlu kırılma noktasındayız” dedi.
Önder ayrıca Öcalan’ın “Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” notunu da iletti.
Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen “kabul et ve devam et” seçeneğine tıklayın.
Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir. YouTube içerik reklam içerebilir
YouTube paylaşımının sonu
‘Demokratik uzlaşma temel yöntemdir’
Öcalan’dan aktarılan açıklamada, demokratik toplum ihtiyacına dikkat çekildi ve “Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığı” belirtildi ve “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” ifadesine yer verdi.
Öcalan, “Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür” dedi ve şöyle devam etti:
“Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.”

Kaynak, DEM Parti
Heyette kimler yer aldı?
DEM Parti heyetinde daha önceki ziyaretleri yapan DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın yanı sıra, yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Öcalan’ın avukatı Faik Özgür Erol ve DEM Parti milletvekili ve Öcalan’ın geçmişte avukatlığını yapmış Cengiz Çiçek yer aldı.
DEM Parti İmralı heyeti, Abdullah Öcalan’la üçüncü görüşme için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunduğunu Çarşamba günü açıklamıştı.
Heyet en son 22 Ocak’ta Abdullah Öcalan’la görüştü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine PKK’ya “silah bırakma çağrısı” yapması beklenen Öcalan’ın, bu konudaki hazırlıklar için zaman istediği ve üçüncü görüşmeden sonra çağrı yapacağı DEM Partililer tarafından dile getiriliyordu.
İmralı heyeti ve DEM Parti yetkilileri bu arada Kuzey Irak’a giderek, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkilileri ile görüşmeler yapmış ve Öcalan’ın mesajlarına ilişkin bilgi paylaşmıştı.
Ardından gözler İmralı heyetinin üçüncü ziyaretine çevrilmişti.
DEM Parti’nin Diyarbakır il örgütünün bugün yapılacak açıklama için halkı Şeyh Said Meydanı’na davet etmesi ardından kentte çok sayıda insan açıklamayı dinlemek için toplandı.
Açıklama öncesi ve sonrası Diyarbakır’dan izlenimler

Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı Diyarbakır’da, Şeyh Sait Meydanı’nda büyük bir dikkat ve ilgiyle takip edildi.
Çağrıdan önce meydanda, Nevruz alanlarında görebileceğimiz bir coşku hakimdi.
Açıklama dev ekranlardan takip edildi.
Halime Topuz, eşiyle birlikte sabahın erken saatlerinde mesajı dinlemek için gelenlerdendi.
1983’ten beri iki kardeşini bu uğurda kaybettiğini anlattı. PKK’ya katılan oğlu da İran’da tutuklanmış ve 11 yılın ardından Türkiye’ye teslim edilmiş. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkati çekmek için iki yıl devam eden Adalet Nöbeti eylemlerine de katılan annelerden biri olan Halime, “En büyük isteğimiz artık bir barışın olması” dedi.
Saray Kapı’daki Hz. Süleyman Türbesi’ni ziyaretine gelen ve çağrının bugün yapılacağını öğrenen Melek adındaki kadın da oldukça heyecanlıydı.
“Kanı kanla değil, suyla temizleyebiliriz. Bu halk barışı ve huzuru çok hak ediyor, inşallah bugün buradan barış sesi yükselecek” dedi.
Memur olduğu için adını vermek istemeyen genç bir kadın da “Haddini aşan acıların haddini aşan bir karşılığı olmalı. Umarım yarından sonra herkesin asgari bir barış ortamı yaşanır, umarın sonrası için bir hayal kırıklığı olmaz” dedi.
37 yaşındaki genç kadın, yedi yaşındayken PKK’ya katılan kuzenini kaybetmiş.
“16 yaşındaydı, 17’sinde bir bombardımanda öldü. Tanıdığım ilk yakın ölümdü. Bu ölümlerle büyüdük. Bu halkın daha fazla kaybedecek bir şeyi kalmadı. Artık daha fazla ölüm olmasın” diye konuştu.
DBP ve DEM Parti bayraklarının açıldığı meydanda sık sık Abdullah Öcalan için sloganlar atıldı. Gençler canlı müzik eşliğinde halay çekti.

Bölge illerinden de katılımın fazla olduğu meydana, Öcalan’ın Kürtçe ve Türkçe çağrısından sonra ise derin bir sessizlik hakim oldu.
Kürtçe açıklamayı anlamayanlar, Türkçe mesajı bekledi.
O sırada sigara içenler, gözünü yere dikenler, ağlayanlar oldu. Kimisi duygulanırken, kimisi de çağrı metninde somut kazanımların olmasını da bekledikleri için hayal kırıklıklarını gizlemediler.
Sabahın erken saatlerinden itibaren polis bariyerleri ile çevrili meydana girebilmek için saatlerce bekleyen kalabalık, açıklama biter bitmez meydanı hızla boşalttı.
Şanlıurfa’dan gelen iki kadından biri açıklamayı olumlu bulurken, arkadaşı “Size konuşursam tepki çekerim çünkü ben bu çağrıyı kabul etmiyorum” diyerek daha fazla konuşmak istemedi.
Arkadaşı ise temkinli ama umudunu korumak istediğini söyledi.
”Öcalan bu halk için doğru olan neyse ona göre hareket eder” diye konuştu.

Kaynak, HATİCE KAMER
Fesih adındaki yaşlı bir adam da, bu sürecin Nevruz’a kadar sarkabileceğine inanıyor.
”PKK’den silah bırakılması isteniyor ama onun karşılığında ne vadediyorlar, o net değil” diyor.
Cizre’den gelen bir kadın ise, Öcalan’a halkın büyük saygı duyduğunu ama devletten somut ve güvenilir adımlar beklediklerini anlatıyor.
”Bir videolu mesajı bile çok gördüler. Hala belediyelere kayyum atanıyor, milletvekillerimiz bile şiddete uğruyor. Kürtler, hakları için silaha sarıldı, silahı bırakmaları için hangi hakları tanınacak peki?’ diye soruyor.