
Kaynak, BBC/Jack Hewson
- 25 Haziran 2025, 11:30 +03
Güncelleme 26 dakika önce
Türkiye sınırındaki İranlılar çok zor bir kararla karşı karşıya: İnternet kısıtlamaları, devlet sansürü ve can kaybına yol açan hava saldırıları devam ederken oluşan belirsizlik ve korku ortamını bırakıp ülkelerini terk mi etmeliler yoksa kalmalılar mı?
“Bombardıman başladığında sadece bizim mahallede mi olduğunu yoksa tüm ülkeyi mi hedef aldığını bilmiyorduk,” diyor Farnaz*, ABD’nin müzakere ettiği kırılgan ateşkes başlamadan hemen önce kendisiyle konuştuğumuzda.
İranlı-Amerikalı sanatçı bombardıman başladığında Tahran’daki ailesini ziyaret ediyordu. Olan biteni izlediği devlet medyasına güvenmiyordu ancak internet erişimi de kısıtlıydı.
“O günler karanlık bir kutuda hiçbir kapı ya da pencere olmadan yaşamak gibiydi,” diye hatırlıyor çatışmanın ilk günlerini.
“Dışarıdan sesler, dedikodular duyuyorsunuz ancak gerçekten ne olup bittiğini anlamanızın hiçbir yolu yok. Korkunç bir duygu.”

Kaynak, BBC/Jack Hewson
Farnaz, Van’dan kalkacak bir uçak bekliyor.
Türkiye’de İran sınırına en yakın havalimanının bulunduğu Van, İranlı turistler için her zaman önemli bir merkez oldu. Savaştan önce Van’a İran’dan çok sayıda turist tatil, alışveriş ya da iş için gelip gidiyordu. Şehirde Farsça konuşulan restoranlar, dükkanlar ve seyahat acenteleri de var.
Farnaz’ın Tahran’dan sınıra yaptığı yolculuk bir hayli zor ve korkutucu geçti. Sahip olduğu Amerikan pasaportunun başına bir iş açmasından da çok korktu.
“Ordu ve polis arabamızı üç kez durdurdu, çantalarımızı büyük bir dikkatle, her bir fermuarı tek tek açarak inceledi.”
Ancak bu korkularına rağmen çok geç olmadan İsrail bombardımanı altındaki Tahran’dan ayrılmaya karar verdi.
Saldırıların ilk gecesini “Korkunçtu, ürkütücü bir sarsıntı ve camların şıngırtıları duyulurken yatağımda sallandım” diye anlatıyor.
“Uyandığımda kabus gördüğümü düşündüm ancak sonra herkesin çok korktuğunu ve şaşkına döndüğünü gördüm. O zaman kötü bir rüya görmediğimi; bunların tümünün gerçek olduğunu anladım.”
Türkiye’ye ulaştığında ABD’nin İran’ı bombaladığı haberini alana Farnaz, her ne kadar akrabaları için çok endişelense de, “İslam Cumhuriyeti rejiminin bu sayede devrileceğine inandığı için” bu habere sevindi.

Kaynak, BBC/Jack Hewson
Kapıköy/Razi sınır kapısında veya Van Havalimanı’nda bekleyen İranlılardan çok azı bizimle konuşmayı kabul ediyor.
İran yönetimi, “düşman” olarak tanımladığı uluslararası basın kuruluşlarıyla konuşan kişileri, yabancı ülkeler için casusluk yapmak ve düşmanla işbirliği yapmak suçlamasıyla tutuklayıp ceza veriyor. Bu yüzden hem İran’dan çıkmaya çalışanlar hem de geri dönmek isteyenler korku içinde, paranoya ve kafa karışıklığı yaşıyor.
Sınır kapısında dört saattir oturarak arkadaşlarının da sınıra ulaşmasını bekleyen bir kadınla konuşuyoruz.
“Arkadaşlarımdan haber alamıyorum çünkü internet bağlantısı yok. Ama yakında burada olacaklarını umuyorum,” diyor.
İki saat sonra iki genç kadın çıkıp geliyor, birbirlerine sarılıp ağlıyorlar.
“Çok uzun bir yoldan geldiler. Şimdi bu savaş bitene kadar benim yanımda kalmalarını istiyorum.”
Sınırdaki herkes İran’dan ayrılmıyor. Haftanın her günü açık olan sınır kapısında küçük gruplar halinde birçok kişi gün içinde giriş çıkış yapabiliyor. Bu esneklik de yığılmanın önüne geçiyor.
Sınırın Türkiye tarafından minibüslerden inenler ya da yaya olarak gelen aileler İran’a geçmeye çalışıyor.
Annesiyle birlikte seyahat eden genç bir kadın bana, “Savaş olduğunu biliyorum ama benim evim, hayatım Tahran’da ve ben de orada olmalıyım” diyor.
Evden uzak olmak onu daha çok kaygılandırıyor çünkü her yerden farklı bilgiler geliyor ve evinde gerçekten neler olduğunu bilmiyor.
“Bence insanlar gerçekten endişeli ve panik halde çünkü kimse ülkelerinde ne olduğunu bilmiyor. Halktan gerçek durum saklandığı için çok az bilgi sahibiyiz.”
Bu sözlerin sahibi 26 yaşındaki genç bir girişimci kadın. İran’dan çıkarak Türkiye’ye ulaşan bu genç kadın Kanada’daki işine geri dönmek için uzun bir yolculuk yapacak.
Ancak Tahran’da bıraktığı dedesi ve diğer akrabaları için çok endişeli. Yanındaki annesi ise ABD’nin İran’a yönelik saldırılarıyla ilgili “çok öfkeli olduğunu” söylüyor.
Annesi kızına havalimanına kadar eşlik edecek ancak onunla Kanada’ya gitmeyecek, Tahran’daki evine dönecek.
“Biz İran-Irak savaşından sağ çıkmış bir halkız ki o çok daha kötüydü. O yüzden inanıyorum ki bu savaş da geçecek.”
*İsimler değiştirilmiştir