10 dakika önce
İstanbul’da 4 Ekim Cuma günü, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil adlı iki genç kadın, Semih Çelik adlı erkek tarafından vahşice öldürüldü.
Çelik önce Eyüpsultan’da kendisinin yaşadığı evde Uzuner’i kısa süre sonra da Fatih’teki Edirnekapı Surları’nda Halil’i hedef aldı.
Cinayetlerden sonra ise kendini öldürdü.
Hem Çelik hem de öldürülen kadınlar 19 yaşındaydı.
Çelik’in babası Adem Çelik ve İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner’in olayla ilgili emniyet yetkililerine verdiği ifadeler üzerinden Semih Çelik ve olayla ilgili merak edilenleri inceledik.
Babasının ifadesine göre Çelik’in nasıl bir hayatı vardı?
Babası Adem Çelik’in verdiği ifadeye göre oğlu, pandemi öncesinde Oğuz Can Polat Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okuyordu.
BBC Türkçe’nin de incelediği ifade tutanağında; babası, oğlunun 16 yaşına kadar “imanlı birisi olduğunu” anlatıyor: “Namazını da kılıyordu. Hatta bana, ‘Neden namaz kılmıyorsun, cehennemde yanacaksın’ da demişti.”
Babası, lise üçüncü sınıfta okulun rehber öğretmeninin anneyi arayarak, Çelik’in başka bir öğrenciden uzak durmasını istediğini belirtiyor.
Aktardığına göre oğlu, evde devamlı bilgisayarla vakit geçiriyor ve odasına kendisi, annesi ya da ablası girdiğinde ise telaşla bilgisayarı kapatıyordu.
Adem Çelik oğlunun okulu bıraktığını anlatıyor: “Daha sonra kendisi bize okumayacağını söyledi. Ben de kendisine ‘Neden böyle düşünüyorsun’ dediğimde bana, ‘Okuyup büyük adam olacağım da, bilim adamı olacağım da ne olacak’ diyordu. Biz de kendisine ‘Dışarıdan oku’ dedik. Kendisi açık öğretimden liseyi bitirdi.”
Adem Çelik, “1 Mart 2022 tarihinde oğlunun okul arkadaşı İkbal Uzuner’in annesinin, eşini arayarak ‘Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış, beraber intihar edeceklermiş’ dediğini” aktarıyor.
O günün akşamında oğlunun bir halı sahada intihara teşebbüs ettiğini, bu konuda çocuk şubede ifade verdiğini, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne sevk edilip burada üç hafta yattığını, sonrasında da tedavi takiplerine devam ettiğini belirtiyor. Fakültedeki bir doktorun psikoloji ilacı yazdığını ancak oğlunun bunları kullanmadığını söylüyor.
İntihar teşebbüsünden sonra oğlunun İkbal Uzuner’den ayrıldığını söyleyen Adem Çelik’e göre oğlu sonrasında kasaplığı öğrendi, bu alanda çalışmaya başladı, dokuz ay önce ise son işini bıraktı.
Oğlunun altın birikimleri olup ihtiyaçlarını bunları satarak karşıladığını ve iki yıldan beri de uyuşturucu kullandığını belirtiyor baba Çelik.
Ara ara eve alkol aldığını, uyuşturucu alacak parası olmadığı için de “son üç aydır uyuşturucu kullanmadığını” ekliyor.
2023 yılı kışında oğlu ile intihar üzerine bir konuşması olduğunu, kendisine bunun günah olduğunu söylediğini, onun ise ailesine devamlı olarak “Hayat boş” dediğini aktarıyor.
Bir yıl önce oğlunun odasında bazı korkutan resimler gördüğünü de anlatıyor:
“Semih’in odasına girdiğimde kendisinin duvara çizmiş olduğu, insan psikolojisini korkutan, şeytana benzer kara kalem resimler gördüm. Semih’e ‘Bu resimler ne?’ diye sorduğumuzda bizlere ‘Anlamazsınız, düşünce yapımız değişik’ diyerek başka açıklama yapıyordu.”
İkbal Uzuner’in babası ifadesinde neler anlattı?
Demirören Haber Ajansı’nın aktardığına göre İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner ise emniyet ifadesinde “kızının Semih Çelik ile bir dönem arkadaşlık ettiğini ancak Çelik’in kızını rahatsız ettiğini, bunun üzerine psikolojisinin bozulduğunu” söyledi.
Baba Uzuner, rahatsızlık üzerine kızının okulunu değiştirdiğini anlatıyor:
“Kızım liseyi Fatih’te okudu. Semih Çelik’le okulda tanışmışlar. Lise 3’üncü sınıfın ilk yarısında Semih kızımı rahatsız etmeye başladı. Uzun bir süre bu devam edince kızımın okulunu değiştirdim.
“Kızım bir süre Semih’le arkadaşlık etti ancak yaşadığı rahatsızlık sebebiyle psikolojisi bozuldu. Onu psikoloğa gönderdim. Kızım benden kedi istedi, kedi aldım. Kediyle ilgilenirken psikolojisi düzeldi.”
Uzuner, Semih Çelik’in annesinin kendilerini aradığını da aktarıyor:
“Son 1,5 yıldır gayet iyiydi, psikolojisi düzelmişti. Bizimle ilişkisi iyiydi. Semih Çelik’in annesinin de bizi arayıp ‘Oğlumun yeni bir kız arkadaşı var, çok mutlular, artık kızınızı rahatsız etmeyecek’ demesi üzerine daha da rahatlamıştık. Kızım 1,5 yıldır Semih’le hiçbir şekilde iletişim kurmamıştı.”
Olay günü neler yaşandı?
Peki ifadelere göre olay günü tam olarak neler yaşandı?
Semih Çelik’in babası Adem Çelik, oğlunun yaklaşık bir yıl önce, Oğuz Can Polat İmam Hatip Lisesi’nden tanıdığı Ayşenur Halil ile çıkmaya başladığını, Halil’in Pazartesi günleri evlerine geldiğini, oğlu ve Halil’in hem evde hem de dışarıda buluştuklarını söylüyor.
Olaydan kısa bir süre önce kızının Ankara’da üniversiteyi kazandığını, eşi, kızı ve oğlunun Ankara’ya gittiğini, oğlunun sonra geri döndüğünü, baba ve oğul evde kaldıklarını aktarıyor.
Kendisinin motokurye olarak çalıştığını söyleyen baba, olay günü, son telefon konuşmasında oğlunun kendisine “Ayşenur evde sakın gelmeyesin baba’ dediğini” aktarıyor.
Ayrıca olay günü, eşinin oğlunu görüntülü aradığını, eşinin aktardığı kadarıyla eşinin hem oğlu ve hem de Halil ile görüştüklerini söylüyor.
Günün ilerleyen saatlerinde ise eşinin kendisini arayarak polislerin evde olduğunu söyleyip eve geçmesini istediğini, eve gittiğinde polislerden olayı öğrendiğini belirtiyor.
İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner ise cinayetlerin işlendiği gün yaşananları şöyle anlattı:
“Olay günü de eşim kızımı aramış ancak telefonunu bir erkek açmış. ‘Merak etme kızın emin ellerde’ demiş. Eşim tekrar kızımı arayınca bu sefer başka bir erkek açmış ve telefonun surlardan aşağı düştüğünü söyledi. Eşime yerini tarif edip ‘Gelip telefonu alabilirsiniz’ demiş. Bunun üzerine ben de aradım kızımı. Telefonu açan erkek bana telefonu sadece annesine teslim edeceğini söyledi.”
Uzuner bunun üzerine gittikleri yerde ise kızlarının öldürülmüş olduğunu gördüklerini belirtiyor.
Semih Çelik’in ortaya çıkan video kaydı ve odasının fotoğraflarında neler var?
Olay sonrasında Ekol TV bir yıl önce çekildiğini öne sürdüğü bir video kaydı yayımladı. Videoda Çelik’in bir kişiye seslendiği görülüyor.
Video, “İkbal seninle özel olarak vedalaşmak istedim. Sonunda ölüyorum” sözleriyle başlıyor.
Çelik, yaşattıklarından dolayı özür dilediğini belirttikten sonra “Ama sana söylemem gereken bir şey var. Dün seni gördüğüm gün seni öldürmeye gelmiştim” diyor, sonra bundan vazgeçtiğini söylüyor.
Öte yandan İhlas Haber Ajansı, Çelik’in odasını gösteren bazı fotoğraflar yayımladı.
Fotoğraflarda odadaki bir rafta kitaplar, bir çalışma masası, tablo ve oyuncak gibi eşyalar bulunuyor.
Bir fotoğrafta, çalışma masasının üzerindeki bir defterde, parçalanmış bir insan vücudu çizimi olduğu görülüyor.