Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hasta tutuklu ve hükümlüler neden tartışılıyor, Adalet Bakanlığı ne diyor?

Kaynak, Getty Images Haber
Hapishane ve dikenli teller stok fotoğrafı

Kaynak, Getty Images

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), üzerinde uzun süredir çalışılan 30 maddelik 10. Yargı Paketi 29 Mayıs’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sundu. Paketle, ceza infaz sisteminde önemli düzenlemeler yapılması hedefleniyor. Pakette özellikle hükümlülerin cezaevinden erken çıkış koşulları ve denetimli serbestlik uygulamalarında değişiklikler yer alıyor.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, 10. Yargı Paketi”nin 31 Mayıs’ta komisyonda görüşüleceğini açıkladı.

Paket hasta mahpusları yeniden gündeme getirdi.

Yeni düzenlemeye göre infaz hakimi, hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilen ve “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen” mahkumların cezasının konutunda çektirilmesine karar verilebilecek.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mahkumları bundan muaf tutuluyor.

AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, yeni düzenlemeyle, konutta infaz usulünün kapsamının genişletildiğini söyledi.

Buna göre kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişiler bakımından bu süre 1 yıldan 3 yıla; 70 yaşını bitirmiş kişiler bakımından 2 yıldan 4 yıla çıkıyor.

75 yaşını bitirmiş kişiler için 4 yıldan 5 yıla; 80 yaşını bitirmiş kişiler için 6 yıla kadar hapis cezasının konutta infazına karar verilebilmesine imkan tanınıyor.

Güler, “Hastalık ve engellilik nedeniyle, hapis cezalarında Adli Tıp Kurumu raporuna göre cezaevi koşullarında bakımını tek başına sürdüremeyecek olan mahkumlarla ilgili de daha insani koşullarda sağlık ve tedavi süreçlerinin olumlu yürütülmesi için konutta infaz şartlarını da getiriyoruz” dedi.

BBC Türkçe hasta mahpusların cezaevi koşullarını hukukçular, mahpus yakınları ve Adalet Bakanlığı’na sordu.

Türkiye’de kaç hasta mahpus var, ne durumdalar?

İnsan Hakları Derneği, hasta mahpusların durumuyla ilgili yıllık güncellemeler yayımlıyor.

Derneğin avukat müvekkil görüşmeleri, mektuplar, aile ve yakınlarının başvuruları gibi kaynaklardan topladığı bilgilerle elde ettiğini söylediği sayılara göre, Türkiye’de hapishanelerde 161’i kadın ve 1251’i erkek 1412 hasta mahpus bulunuyor.

28 Nisan’da son raporunu yayımlayan dernek, mahpusların sevkleri ve iletişimlerinin önündeki engeller gibi sebeplerle hasta mahpusların çok az kısmına ulaşabildiklerini belirtiyor.

Raporda, 335 mahpusun durumunun ağır olarak tarif edilebileceği belirtiliyor. Bunlardan 230’unun tek başına yaşamını devam ettiremediği ve 105’inin de desteğe ihtiyacı bulunduğu tespiti yapılıyor.

Türkiye'de hasta mahpus sayıları. . .

Derneğe göre, 188 mahpusun hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekiyor.

515 mahpusun hastalıkları belirtilmesine rağmen değerlendirme için gereken detaylar olmadığı için durumunun ağır olup olmadığını bilinmediği söyleniyor.

BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanlığı’na göre Türkiye’de hastalığı nedeniyle cezası ertelenme sürecinde olan hasta veya tutuklu sayısı 350.

Türkiye’de doğuştan ya da sonradan meydana gelen fiziksel veya ruhsal engele sahip, hasta ve bakıma ihtiyaç duyan kadın, erkek ve çocuk mahpuslar, rehabilitasyon tipi R Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılıyor.

Bakanlığa göre, 1 ve 3 kişilik odaların olduğu bu cezaevlerinde, tutuklu ya da hükümlüler, suç türü ve hekim kararına bağlı olarak tekli veya çoklu olarak barındırılabiliyor.

Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre R tiplerinde bakıma muhtaç toplam 380 hükümlü ya da tutuklu bulunuyor.

Sueda Güngör ve İbrahim Güngör'ün önce ve sonra fotoğrafları

Kaynak, X

Fotoğraf altı yazısı, Sueda Güngör babası İbrahim Güngör’ün durumunun hapishanede kötüleştiğini savunuyor.

İzmir Menemen R Tipi Açık ve Kapalı Cezaevi’nde yaklaşık dört aydır tutulan 72 yaşındaki İbrahim Güngör’ün kızı Sueda Güngör, babasının 2022’de hidrosefali yani beyin boşluklarında omurilik sıvısı birikmesine bağlı gelişen hastalık nedeniyle ameliyat olduğunu, ardından unutkanlık sorunları yaşadığını anlatıyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Sueda Güngör, Alzheimer başlangıcı tanısı konan babasının infazının ertelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na yaptıkları başvurunun Mart ayında sonuçlandığını söylüyor.

BBC Türkçe’nin gördüğü Adli Tıp raporunda, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin İbrahim Güngör’ün öz bakımı için başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu, hafif ve orta düzey demans ile uyumlu bulgularının olduğu belirtiliyor.

Raporda İbrahim Güngör’ün tıbbi kontrolleri yapılarak R tipi cezaevinde kalmasınn uygun olduğu söyleniyor.

İbrahim Güngör’ün kızı Sueda Güngör ise bu sonucun “adil” olmadığını düşünüyor, “Çünkü babamın durumu hapishanede daha da kötüleşti” diyor:

“Yemek yemeyi seven adam çok kilo verdi. Bazı görüşlerde birkaç hafta üst üste aynı kıyafetleri giyindiğini, kokudan yanında duramayacak derecede kirli olduğunu gördük.”

Adalet Bakanlığı, BBC Türkçe’nin cezaevlerindeki hijyen önlemlerine ilişkin sorusuna, ceza infaz kurumlarında bulunan kadın ve çocuk hükümlü ve tutukluların hijyenik ped, şampuan ve diş fırçası gibi kişisel hijyen malzemelerinin “ödenek tahsis edilmesini beklemeden” temin edildiğini ve “gecikmeye meydan verilmeden ayrım yapılmaksızın ücretsiz olarak” kendilerine teslim edildiğini belirterek yanıt verdi.

Bakanlık bununla birlikte, “maddi durumunun yetersiz olduğu tespit edilen hükümlü ve tutukluların ihtiyaç duydukları giysi ve hijyen malzemesinin genel bütçeden karşılanarak ücretsiz verildiği” de belirtti.

Bakanlık yanıtında ayrıca, hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumu kantininden kendi isteği ile temizlik ürünü satın alabileceğini de ekledi.

Hapishanelerde ortalama sevk süreleri ne?

Türkiye’de hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi konusunda tek yetkili Adli Tıp Kurumu.

Hasta mahpusların ceza tehiriyle ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alması ya da ya da tam teşekküllü bir sağlık kuruluşundan aldığı kurum tarafından onaylanması gerekiyor.

Bunun ardından ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulabiliyor.

Ancak bazı uzmanlar Adli Tıp Kurumu’nun tek yetkili kılınmasının bazı sorunlara yol açtığını olduğunu söylüyor.

BBC Türkçe‘ye konuşan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Üyesi Avukat Rengin Ergül, tek yetkilinin Adli Tıp Kurumu olmasının ciddi bürokrasi yükü oluşturduğunu, bekleme sürelerini uzattığını söylüyor.

İnsan Hakları Derneği de hapishanelerdeki sevk sürelerinin uzunluğuyla hak ihlallerinin yaşanabildiğini söylüyor.

BBC Türkçe’ye konuşan derneğin Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, “mahpusların sevklerinin ya hiç yapılmaması ya da geciktirilmesi” gibi sebeplerle hastanelerde zaten sevk alınmasının “çok uzun süreçlerle” gerçekleşebildiğini belirtiyor.

Sevk sürelerinin uzunluğunu, bazı hasta mahkumların deneyimleri de doğruluyor.

Mersin’den Gülten Nene, yaklaşık 10 ay Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulduktan sonra ilerleyen kanser hastalığı nedeniyle 30 Nisan’da tahliye edilmişti.

BBC Türkçe’ye konuşan Gülten Nene’nin eşi Murat Nene, eşinin ilk başvuruda bulunduğunda bilye kadar olan kitlesinin tedavi başlayıncaya kadar geçen 10 ayda yumurta büyüklüğüne ulaştığını söylüyor.

Murat Nene, hapishane personelinin destekleyici davranışlarına rağmen eşinin tanı ve tedaviye erişiminde sürecin daha hızlı işlemesini istediğini belirtiyor.

Teller ve dikenli teller

Kaynak, Getty Images

BBC Türkçe hapishanelerin ortalama sevk sürelerini ve en kalabalık hapishanelerde bu sürenin ne kadar uzadığını Adalet Bakanlığı’na sordu.

Bakanlık soruya, ceza infaz kurumlarında her türlü sağlık işlemlerinin Sağlık Bakanlığı’yla koordineli bir şekilde yürütüldüğünü söyleyerek yanıt verdi.

Buna göre hükümlü ve tutukluların, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için ilk muayene ve tedavi hizmetleri kurumda veriliyor; ileri tetkik, tedavi ve rehabilitasyon gerekenler devlet hastanelerine, daha ileri sağlık hizmeti gerekenler ise üniversite hastanelerine sevk ediliyor.

Bakanlık, 2023’te kurum tabipliklerindeki muayene sayısının 3,1 milyondan fazla olduğunu söylüyor. Bu sayı 2024’te 3,9 milyonu aştı.

Aynı yıl hastaneye sevk edilen hükümlü/tutuklu sayısının 1 milyonun üzerinde olduğu, 2024’te bu sayının 1,5 milyona yaklaştığı belirtiliyor.

Mahpuslar hangi koşullarda kalıyor?

İnsan Hakları Derneği mahpusların sağlık durumlarıyla ilgili endişelerin sağlıklı beslenme, temiz suya erişim, hijyen ve koğuşlardan mahpus transferlerinin yapıldığı araçlara ısıtma ve soğutma sorunlarıyla bağlantılı olduğunu savunuyor.

Avukat Nuray Çevirmen, “Neredeyse tüm hapishanelerde mahpusların diş tedavileri durmuş vaziyette, takviyeye ihtiyacı olanların erişimi sorunlu, kantinler özellikle derin yoksulluk içindekiler için pahalı” diyor.

Adalet Bakanlığı’na göre, diş tedavileri Sağlık Bakanlığı ile koordineli şekilde, ceza infaz kurumlarında bulunan diş ünitelerinde yürütülüyor.

Bakanlık, “işin gerektirdiği hizmet kalitesinin aksatılmadan yapılabilmesini sağlamak üzere” “yeterli sayıda” diş hekiminin görevlendirildiğini söylüyor.

Nisan ayı itibarıyla ceza infaz kurumlarında Sağlık Bakanlığı kadrosunda 23 diş hekimi, Adalet Bakanlığı kadrosunda 320 diş hekimi olmak üzere 343 diş hekimi hizmet veriyor.

Hükümlü/tutukluların, diş hekiminin uygun görmesi durumunda hastanelere sevkinin yapıldığı da belirtiliyor.

Mahir Polar

Kaynak, Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Av. Nuray Çevirmen, İBB soruşturmasında tutuklunan Mahir Polat’tan çok daha kötü durumda mahpuslar olduğunu söylüyor ve Polat’ın durumunun emsal olarak alınması gerektiğini savunuyor.

Bakanlık cezaevlerinin ısıtılmasının kaloriferlerle yapıldığını, yıllık bakım-onarımlarının yapıldığını, 2000 yılı öncesi yapılan kurumların yenilendiğini ve koğuşların dış cephelerinde yalıtım olduğunu söylüyor.

Buna ek olarak soğutma için koğuşlarda vantilatör bulundurulabileceğini söylüyor.

İçme suyuna erişimle ilgili olarak Bakanlık ceza infaz kurumlarında kişi başına 50 litresi sıcak, 150 litresi soğuk toplam 200 litre su verildiğini söylüyor.

İçme suyu temininin belediye şebekelerinden ve sondaj kuyularından sağlandığını, ve tüketilen su denetiminin düzenli olarak İl Halk Sağlığı Laboratuvarlarında yapıldığını ekliyor.

Yargı paketindeki değişiklikler neden eleştiriliyor?

Abdullah Güler

Kaynak, X

Fotoğraf altı yazısı, Güler konutta infaz kapsamının genişletildiğini söyledi.

Yargı paketinde hasta mahpuslarla ilgili düzenlemeleri BBC Türkçe‘ye değerlendiren Avukat Rengin Ergül, “Yargı paketi şu haliyle infazda adalet ve infazda eşitlik ilkelerine halen uygun değil” yorumunda bulunuyor.

Avukat Ergül, “Hasta mahpuslara ilişkin öngörülen düzenlemede ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç’ ibaresi halen AİHM’in umut hakkı kararlarına rağmen yasadaki yapısal sorunlarda ısrar edildiğini gösteriyor” diye ekliyor.

Ergül, yeni düzenlemede de yer alan, “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı” yorumunun infaz erteleme başvurularında Savcılık aşamasında halihazırda “engel” oluşturduğunu vurguluyor, “Bu yönüyle eski yasa ve uygulamanın korunduğunu söyleyebiliriz” diyor.

Yeni düzenlemede konutta cezanın infazı sırasında savcılığa yıllık inceleme yetkisi veriliyor.

Ergül’e göre bununla, “hukuken öngörülebilir olmayan bir infaz rejimi” öngörülüyor.

Reklamı Geç