
Kaynak, ATTA KENARE/AFP via Getty Images
Güncelleme bir saat önce
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkesinin İsrail ve ABD’ye karşı zafer kazandığını savundu.
Amerika Birleşik Devletleri’nin 22 Haziran’da İran’daki üç nükleer tesise saldırısının ardından Hamaney ilk kez açıklama yaptı.
Hamaney, bu süreçte ABD’nin hiçbir kazanım elde edemediğini savundu, Katar’daki üslerine saldırı düzenleyen İran’ın “Amerika’nın yüzüne sert bir tokat attığını” söyledi.
“Biz onların bölgedeki en önemli üslerinden birine saldırdık ama bunu küçük göstermeye çalıştılar” dedi.
26 Haziran’da sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunan dini lider, ABD’nin doğrudan savaşa girmesinin nedenini “Siyonist rejimin tamamen yok olacağından korkmaları” olarak yorumladı.
İsrail, nükleer tesislerinin tehdit oluşturduğu gerekçesiyle İran’a 13 Haziran’da saldırı düzenlemiş, İran da balistik füzelerle karşılık vermişti.
Hamaney, ABD’nin askeri hamlelerinin nükleer program ya da uranyum zenginleştirme ile ilgili olmadığını, asıl hedefin İran’ı “teslim almak” olduğunu savundu.
Dini lider, İran halkının birlik içinde hareket ederek “tek ses olduğunu” dünyaya gösterdiğini belirtti.
Hamaney, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarla “ciddi hiçbir şey başaramadığını” iddia etti.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ise bu saldırıları “tarihi bir başarı” olarak nitelendirdi.
ABD’nin 22 Haziran’daki saldırısında İran’daki nükleer tesislerin ne kadar zarar gördüğüne dair tartışmalar devam ediyor.
ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) basına sızdırılan istihbarat raporunda, tesislerin ciddi bir zarar görmediği yazıyordu. ABD yönetiminden sert tepki alan rapora CIA gibi kurumlardan da en üst düzeyde yalanlamalar gelmeye devam ediyor.
Hamaney, en son 18 Haziran’da, yeri açıklanmayan bir noktadan televizyonda konuşmuştu.
ABD Savunma Bakanı: ‘Tarihi başarı’
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran’ın nükleer tesislerine düzenlenen ABD saldırılarını “tarihi bir başarı” olarak nitelendirdi.
Pentagon’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Hegseth, istihbarat örgütü CIA ve Birleşmiş Milletler’e bağlı nükleer denetimden sorumlu Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu da dahil olmak üzere çeşitli değerlendirmelere atıfta bulundu.
Hegseth, saldırıların etkisinin sınırlı olabileceğini öne süren ve sızdırılan istihbarat raporunu yayınlayan medyayı da Trump’ı yeterince desteklememekle eleştirdi.
Başkan Trump ise Truth Social platformunda paylaştığı mesajda, CNN ve New York Times’tan “sahte haber muhabirleri” olarak nitelendirdiği gazetecilerin “derhal” kovulması gerektiğini söyledi.
Trump, “kötü niyetli kötü insanlar” ifadesini kullandı.
İran ve ABD arasında nükleer müzakereler yeniden başlıyor
İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan ve ABD’nin de İran’ı vurarak doğrudan müdahil olduğu çatışmaların ardından 24 Haziran’da varılan ateşkes yürürlükte.
Ateşkesin ikinci gününde gelen açıklamalar, daha uzun vadeli bir barış anlaşması ve İran’ın nükleer programı için yeni müzakerelerin başlayacağını haber veriyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Çarşamba günü NATO zirvesine katılmak için bulunduğu Hollanda’nın Lahey kentinde, ateşkesle ilgili konuştu.
Buna göre ABD ve İran’dan yetkililer, gelecek hafta Tahran’ın nükleer programıyla ilgili müzakereler için bir araya gelecek. İran’ın nükleer tesislerinin ABD saldırılarında büyük oranda yok edildiğini savunan Trump, görüşmelerde nükleer programın kısıtlanması konusunda bir anlaşmaya varılabileceğini açıkladı.

Kaynak, Morteza Nikoubazl/NurPhoto via Getty Images
Aynı gün CNBC televizyonuna bir röportaj veren Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da, İran’ın uranyum zenginleştirme ve nükleer silah üretmesinin kırmızı çizgileri olduğunu, kısa zamanda geniş kapsamlı bir barış anlaşmasına varma konusunda umutlu olduğunu söyledi.
“Nükleer silahlanmaya izin veremeyiz. Bu tüm bölgeyi istikrarsızlaştıracaktır. O zaman herkes bir bombası olmasını isteyecektir, bu mümkün değil.”
ABD’nin bölgedeki stratejik ortağı ve savunmasına en büyük katkıyı verdiği İsrail’de ise, hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmasa da, yaklaşık 90 nükleer savaş başlığı olduğu tahmin ediliyor.
Trump, görüşmeler devam etse de İran doğalgazının satışına koydukları kısıtlamaların devam edeceğini ve İran’a ambargolar yoluyla uygulanan baskının süreceğini açıkladı.
“Ülkeyi yeniden rayına oturtmak için paraya ihtiyaçları olacak. Biz de bunun olduğunu görmek istiyoruz,” diyen Trump, görüşmeler sırasında istedikleri sonucu almak için ambargoların kullanılacağının mesajını vermiş oldu.
İran hava sahası kısmen açıldı
Ateşkes ilk yürürlüğe girdiğinde iki taraflı drone saldırısı haberleri gelse de, ikinci gününde iki ülkede de hayat normale dönmeye başladı.
İran da Çarşamba günü ülkenin doğusunda hava sahasını uluslararası ve yurtiçi sivil uçuşlara açtı. İran resmi haber ajansı IRNA’ya göre, İsrail’in çatışmalar sırasında hedef aldığını duyurduğu Meşhed Havalimanı da dahil olmak üzere birçok havalimanı da yeniden açıldı.
Ancak Tahran’daki havalimanları henüz kapalı.

Kaynak, BRENDAN SMIALOWSKI/AFP via Getty Images
Trump’tan Netanyahu’ya yolsuzluk soruşturmasında destek
ABD Başkanı Trump, gelecek hafta hakkındaki yolsuzluk davası kapsamında hakim karşısına çıkacak olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya da destek verdi.
Trump, İsrail’i ABD’nin kurtardığını iddia etti, “ABD şimdi de Netanyahu’yu kurtaracak” diyerek Netanyahu’nun “hemen affedilmesi” ya da davanın iptal edilmesi çağrısı yaptı.
İsrail mahkemelerinde ya da yargı sisteminde ABD Başkanı’nın taleplerinin herhangi bir yasal karşılığı bulunmuyor.
Ancak İsrail Cumhurbaşkanı İssac Herzog Netanyahu’yu affedebilir. O da daha önce böyle bir affın “masada olmadığını” açıklamıştı.
Trump, Netanyahu’nun İsrail devleti için çok fazla şey yaptığını, “Büyük bir kahraman olduğunu” yazdığı sosyal medya paylaşımında, Netanyahu’nun yargılandığı dava için de “cadı avı” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, daha önce kendisinin yargılandığı davalar için de aynı ifadeyi kullanmış ve bu davaların siyasi olduğunu savunmuştu.
Netanyahu da kendisi hakkında açılan davaların siyasi arkaplanı olduğunu iddia ediyor.
2019’da Netanyahu hakkında yolsuzluk, rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla başlayan soruşturmalar sonunda, 2020 yılında dava başlamıştı. O dönem de hakim karşısına çıkan Netanyahu, görevdeyken bir ceza davasında zanlı olarak hakim karşısına çıkan İsrail’in ilk lideri oldu.