BM, Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler 2024 raporunu açıkladı.
Türkiye’de ekonomi yönetiminin enflasyonu dizginlemek için para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırdığı anımsatılan raporda, ülkede geçen yıl yüzde 3,5 büyüme tahmin edildiği, ekonomik büyüme öngörüsünün bu yıl için yüzde 2,7 gelecek yıl için de yüzde 3,1 olduğu aktarıldı.
Raporda ayrıca Türkiye’de geçen yılın başlarında yaşanan, on binlerce ölüme ve geniş çapta hasara yol açan depremlere işaret edilerek, etkilerin büyük ölçüde deprem bölgesiyle sınırlı olduğunun belirlendiği, ekonomi açısından bakıldığında, bu bölgelerdeki yeniden inşa harcamalarının, ekonomik aktivitedeki aksamayı kısmen telafi ettiği belirtildi.
Türkiye’de enflasyonun 2024’te gevşemesinin beklendiği kaydedilen raporda, ancak fiyat artışlarının 2025’e kadar çift haneli seviyelerde kalmasının öngörüldüğü ifade edildi.
BEKLENENDEN DAHA DİRENÇLİ
Raporda, 2023’te dünya ekonomisinin, ciddi parasal sıkılaştırma ve dünya genelinde süregelen politika belirsizliklerinin ortasında, çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan çok sayıda şoka rağmen beklenenden daha dirençli olduğunu kanıtladığı vurgulandı.
Birçok büyük gelişmiş ekonominin keskin parasal sıkılaştırmaya rağmen, tüketici harcamalarını destekleyen güçlü iş gücü piyasaları ile dikkate değer bir dayanıklılık gösterdiğine işaret edilen raporda, düşük enerji ve gıda fiyatlarının etkisiyle çoğu bölgede enflasyonun kademeli olarak gerilemesinin merkez bankalarının faiz artışlarını yavaşlatmasına veya duraklatmasına olanak tanıdığı belirtildi.
Ancak beklenenden güçlü ekonomik büyümenin dünya ekonomisindeki kısa vadeli riskleri ve yapısal zayıflıkları maskelediği vurgulanarak, yüksek faiz oranları, çatışmaların daha da tırmanması, yavaşlayan uluslararası ticaret ve artan iklim felaketleri nedeniyle oluşan kısa vadeli karamsar görünümün küresel büyümenin önünde ciddi zorluk oluşturduğu kaydedildi.
Daha yüksek borçlanma maliyetleri ve sıkı kredi koşulları beklentisine değinilen raporda, bunun yüksek düzeyde borç yükü altında olan ancak büyümeyi canlandırmanın yanı sıra, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğrultusunda ilerlemeyi hızlandırmak amacıyla yatırıma ihtiyaç duyan dünya ekonomisi için ters rüzgarlar sunduğu aktarıldı.
Raporda, sıkı mali koşullar artan jeopolitik parçalanma riskiyle birleşince, küresel ticaret ve endüstriyel üretime yönelik artan riskler oluştuğu ifade edildi.
Devam eden riskler ve belirsizlikler ortamında, 2023’te yüzde 2,7 olarak tahmin edilen küresel ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2,4’e düşeceğinin öngörüldüğü bildirilen raporda, büyümenin 2025’te orta düzeyde bir iyileşme göstererek yüzde 2,7’ye yükselmesinin beklendiği ancak yüzde 3 olan pandemi öncesi büyüme trendinin altında kalacağı belirtildi.
2023’TE RESESYONDAN KAÇINILDI
Raporda, dünya ekonomisinin 2023’te resesyon gibi en kötü senaryodan kaçındığı ve ufukta uzun süreli bir düşük büyüme döneminin göründüğü kaydedildi.
ABD ekonomisinin geçen yıl beklenenden iyi performans gösterdiği anımsatılan raporda, ancak 2023 için yüzde 2,5 olarak tahmin edilen ülkenin ekonomik büyümesinin, 2024’te yüzde 1,4’e yavaşlamasının beklendiği bildirildi. ABD ekonomisinin 2025’te de yüzde 1,7 büyüyeceği öngörüldü.
Raporda, Avrupa’nın hala yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranları nedeniyle zorlu bir ekonomik görünümle karşı karşıya olduğuna değinilerek, Avrupa Birliği’nde 2023 için yüzde 0,5 büyüme beklenirken, ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 1,2, 2025’te de yüzde 1,6 olacağı tahmin edildi.
Japonya’daki ekonomik büyümenin, destekleyici para ve maliye politikası duruşlarına rağmen 2023’teki yüzde 1,7’den 2024’te yüzde 1,2’ye yavaşlamasının beklendiği aktarılan raporda, Birleşik Krallık için büyüme tahmini 2023 için yüzde 0,5, 2024 için yüzde 0,4 ve 2025 için yüzde 1 oldu.
Raporda, yurt içinde ve yurt dışında olumsuz rüzgarlarla karşı karşıya olan Çin’in ılımlı bir yavaşlama yaşaması ve büyümenin geçen yılki 5,3’ten 2024’te yüzde 4,7’ye gerilemesinin beklendiği kaydedildi.