
Kaynak, Getty Images
- Yazan, John Simpson
- Unvan, BBC Dış Haberler Editörü
53 dakika önce
Ara sıra dünyanın köklü ve sarsıcı bir değişimden geçtiği yıllar olur.
Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya’yı işgali, Paris ayaklanmaları ve Amerika’daki Vietnam Savaşı karşıtı protestolarla 1968 bunlardan biriydi. Tiananmen katliamının, Berlin Duvarı’nın yıkılışının ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünün yaşandığı 1989 yılı da bunlardan biriydi.
Bu olayların her birine tanık oldum ve bu perspektiften baktığımda, ilk yedi haftasından sonra 2025’in de böyle bir yıl olabileceğini düşünüyorum: dünyamızın işleyişine dair temel varsayımların paramparça olduğu bir zaman.
Bunun temel nedeni elbette Donald Trump.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana, Trump’ın mevcut görev süresinden önceki 13 ABD başkanının her biri, en azından bir dizi temel jeopolitik ilkeye bağlı kalacağından söz etti: Amerika’nın kendi güvenliğinin Avrupa’yı Rusya’dan ve Asya’nın Komünist olmayan ülkelerini Çin’den korumaya bağlı olması gibi.
Trump bu yaklaşımı tersine çevirdi. Amerikan çıkarlarını her şeyin önüne koyduğunu söylüyor. Bu da çoğunlukla ABD’ye neye mal olacağı sorusuna dayanıyor.
Bu kendi başına, başta Avrupa’dakiler olmak üzere dış müttefikleri için oldukça zor. Ancak Trump’ın kendi kişiliği bunu çok daha zor hale getiriyor. Modern zamanlarda hiçbir ABD başkanı, Richard Nixon bile, Trump kadar kişisel özelliklerinin politikalarını şekillendirmesine izin vermedi.

Kaynak, Getty Images
Emekli bir Amerikalı diplomata göre, Fransa’nın kendini yücelten Güneş Kralı’na atıfla “Tıpkı 14. Louis gibi”.
Bu gibi eleştirmenler Trump’ın aynı anda hem çok kibirli hem de inanılmaz derecede hassas olduğuna inanıyor. Sonuç olarak, etrafındaki Elon Musk ve JD Vance gibileri, belki de pozisyonlarının onu ne kadar övdüklerine ve görüşlerini ne kadar desteklediklerine bağlı olduğunu düşünüyorlar.
Başkan Trump hiçbir kanıta dayanmadan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’nin yolsuzluk yaptığını ve onaylanma oranının düşük olduğunu iddia ettiğinde, Musk işi daha da ileri götürüyor: Zelensky’nin Ukrayna halkı tarafından hor görüldüğünü ve Ukraynalı askerlerin ölü bedenlerinden beslendiğini söylüyor.

Kaynak, Getty Images
Görünüşe bakılırsa bugün Trump’ın çevresindeki hiç kimse ihtiyatlı bir şekilde yaklaşıp “Sayın Başkan, belki de bu açıklamanızı geri çekmeyi düşünmelisiniz” demeyecek.
İlk görev dönemine bakarak, etrafındaki herkes Trump’ın kendisine karşı çıkılmasından ne kadar nefret ettiğini biliyor. Ayrıca pek çok seçmenin Trump’ın yaklaşımını yürekten desteklediğini ve uzak bir kıtada güvenliği finanse ettiklerini düşündüklerini de bileceklerdir.
Trump Ukrayna savaşını Paskalya’ya kadar bitirmek istiyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu konuda istekli olduğunu söylerken de kesinlikle haklı. Rus birlikleri sayısal üstünlükleri sayesinde Ukrayna’nın doğusunda yavaş yavaş ilerleme kaydediyor.

Kaynak, Getty Images
Ancak bu çok sayıda Rusun yaşamına mal oldu. Süreç devam ederse Rusya zorunlu askerliğe dönmek zorunda kalabilir ve bu da hiç popüler olmayacaktır; hatta Putin rejimini istikrarsızlaştırabilir. Trump’ın barış konusunda söylediği her şey Putin’e hoş geliyor.
Trump’ın ilk yönetimi sırasında hiç de itaatkâr olmayan ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, geçen gün Trump yönetiminin barış planını duyduklarında Kremlin’de şampanya patlatılacağını söyledi. Bu sadece Moskova’da değil tüm dünyada tarihi bir an olarak görüldü.
Putin, Trump’ın 2020 seçimlerini kazandığı fikrini açıkça destekledi. Bu doğru olmasa da Putin, Trump’ın kendi görüşünü destekleyen herkesi desteklediğini biliyor.
Peki Trump ve etrafındakiler Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’e neden bu kadar yükleniyor? Bunun nedenleri arasında, müzakere masasına dönme ve ABD’nin Ukrayna’nın kritik madenlerine erişimi konusunda anlaşmaya varma gibi konularda itaatkar davranması sayılabilir.
Aynı zamanda Trump, Zelenskiy’nin ABD-Rusya-Ukrayna üçlüsünün en zayıf halkası olduğunu ve Putin’in yapamayacağı şekilde sıkıştırılabileceğini biliyor. Zelenskiy’e ne kadar baskı yapılırsa barış anlaşması da o kadar çabuk olacaktır.

Kaynak, Getty Images
Trump, en azından kamuoyu önünde, herhangi bir anlaşmanın ince ayrıntılarıyla pek ilgilenmiyor gibi görünüyor. Onun için önemli olan anlaşmanın kendisi, Ukrayna ve müttefikleri anlaşmanın açıkça adil olmadığını ve Rusya’nın ileriki bir tarihte geri dönüp savaşı yeniden başlatmasına izin verdiğini düşünseler bile.
Tanıdığım İngiliz ve Alman diplomatlar Trump’ın Rusya’yı müzakere masasına oturtmak için izlediği yol karşısında öfkeliler.
Birine göre, “Elinde iki büyük kart vardı. Birincisi Rusya’nın izole edilmiş olmasıydı. Putin, Amerika’yla görüşmek için pek çok taviz verebilirdi ama Trump hiçbir tavizde ısrar etmedi. Sadece oturmasına ve konuşmaya başlamasına izin verdi”.
Diplomata göre diğer kart ise Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına izin verilmesi gerektiği konusunda ısrar etmekti.
“Trump bu konuda Putin’i sıkıştırabilir, ondan her türlü anlaşmayı koparabilir ve sonunda da Ukrayna NATO’ya katılmayacak diyebilirdi.”
Avrupa başkentlerinde Trump’ın daha görüşmeler başlamadan ve herhangi bir önkoşul ileri sürmeden elindeki iki önemli kartı da bir kenara attığı düşünülüyor.
ABD siyaseti konusunda deneyimli bazı Avrupalı diplomatlar daha şimdiden hükümetlerine Donald Trump’ın başkanlığındaki, danışmanlarının kendisine itaat ettiği (bu hafta kendisinden “kral” olarak bahsetti) bu büyük monarşik dönemin uzun sürmeyeceği tavsiyesinde bulunuyorlar.
Trump şu anda Kongre’nin ve muhafazakar bir Yüksek Mahkeme’nin kontrolüne sahip – ancak sadece 20 ay sonra, Kasım 2026’da ABD’de ara seçimler olacak.
Amerika’da enflasyonun yükselmeye başladığına dair işaretler var ve Trump’ı ve Cumhuriyetçileri cezalandırmak isteyecek kadar çok insan bu çalkantılardan kötü etkilenebilir.
Kongre’nin iki kanadından birinin ya da her ikisinin kontrolünü kaybederse, şu anda sahip olduğu, ne kadar tartışmalı olursa olsun her plan ve politikayı hayata geçirme gücü azalacaktır.
Ancak önümüzdeki bir yıl sekiz ay içinde çok şey olabilir. Trump’ın yayılmacılığı Çin’i cesaretlendirebilir. Trump’ın gümrük vergilerinin tetikleyeceği büyük bir uluslararası ticaret savaşı başlayabilir. Avrupa Birliği’nin siyasi ve ekonomik olarak her zamankinden daha zayıf hale gelmesi muhtemel görünüyor.
Ukrayna savaşında Rusya’nın istediği koşullarda barışı kabul etmek ABD için tamamen yeni bir şey olacak. Rusya, 1945’ten bu yana müzakerelerin büyük çoğunluğunda Amerika’nın ekonomik ve askeri gücü nedeniyle istediğini elde etmekte zorlandı.
Şimdi ise üç yıl önce Ukrayna’yı işgal etmek gibi maliyetli bir karar alan Putin’in bu işten paçayı sıyırması ve başarılı olması muhtemel görünüyor.
Eğer bu gerçekleşirse, 2025 gerçekten de kilit bir yıl olarak hatırlanacak: dünya tarihinin değiştiği ve hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olmadığı bir an.