Belediyesine üçüncü kez kayyum atanan Batman’dayız.
Şehrin birçok mahallesine yayılan ve günlerce devam eden protestolarda 300’ü aşkın gösterici göz altında alınmış, 34’ü tutuklanmıştı.
Günlerce süren protestolar sırasında hasar gören otobüs durakları onarılmayı bekliyor.
Ancak sokaklar artık sakinleşmiş gözüküyor.
Yüksek güvenlik önlemlerinin alındığı ana cadde iki gün önce trafiğe açılmış.
Belediye binasının etrafı ise demir bariyerlerle kapatılmış.
Çevrede onlarca polis nöbet tutuyor.
İçişleri Bakanlığı, Belediye Başkanı Gülistan Sönük’ü 4 Kasım’da görevden aldı.
Karara gerekçe olarak Sönük’ün “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan aldığı altı yıl hapis cezası ve hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma suçundan” yürütülen soruşturma gerekçe gösterildi.
Sönük’ün yerine Batman Valisi Ekrem Canalp atandı.
Böylece 2016 ve 2020’den sonra şehre bir kez daha kayyum atanmış oldu.
31 Mart yerel seçimleri döneminde de ziyaret ettiğimiz Batman, bu kez konuşmaya hevesli değil.
“Gözaltına alınmaktan korktuklarını” söyleyenler var. Ama bazıları öfkesini paylaşıyor.
Orta yaşlarda Mehmet adındaki bir adam, belediye üzerinden halkın cezalandırıldığına inanıyor.
“Başka bahane bulup suç uydurdular ama tüm meclis üyeleri de mi suçlu? Madem başkanın dosyası var, neden seçime girmesine izin verdin, neden mazbata verdin? Üç kez oldu irademiz yok sayılıyor. Bu durum bizi çok rahatsız ediyor” diyor.
Protestolara da katılan 58 yaşındaki ev hanımı bir kadın da kayyum kararına tepkili.
“Devlet Bahçeli mecliste milletvekillerimize elini uzatınca, barış olacak, sorunlar çözülecek diye umutlandık ama durumun daha kötüye gitmesini hiç beklemiyorduk” diyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim’de DEM Parti milletvekillerinin elini sıkmış, 22 Ekim’de de PKK lideri Abdullah Öcalan’a örgütü lağvetmesi koşuluyla meclise gelme çağrı yapmıştı.
Bu gelişmeler yeni bir çözüm sürecinin başlayabileceği yorumlarını beraberinde getirmişti.
‘Seçimle alamadıkları yerleri zorla almaya çalışıyorlar’
Abdulkadir adındaki işçi emeklisi, yediden yetmişe tüm Batmanlıların kayyum atamasından çok rahatsız olduğu görüşünde.
“Bence kayyum, Batmanlılardan intikam alma aracı. Seçimle alamadıkları yerleri, zorla, zulümle ele geçirmeye çalışıyorlar” diyerek tepki gösteriyor.
Kayyumdan önce, belediye kararı ile kadınlar için haftanın iki günü ücretsiz ulaşım imkanı tanındığını hatırlatarak “Borç altında olsa da bu halkın ihtiyaçlarına göre kararlar alınıyordu, insanlar memnundu. Kayyum ile halk da cezalandırılıyor” diyor.
Gülistan Caddesi’nde mikrofon uzattığımız Münire Erdem, Batman’ın işsizlik başta olmak üzere, sosyal, ekonomik birçok sorunla boğuştuğunu vurguluyor, hükümetin buna çözüm üretmek yerine kayyum atayarak “gerilimi artırdığı” yorumunu yapıyor.
Mimar ve hemşire olan iki çocuğunun iş bulamadıkları için Almanya’ya gittiğini söylüyor.
‘Ben de bir daha o sandığa gitmem’
Bir lokantada çalışan Ahmet adındaki genç, kayyum uygulaması ile Kürtlerin seçme ve seçilme hakkının elinden alındığını ve bu durumun aidiyet duygularına zarar verdiğini söylüyor.
“Üçüncü kayyum ile bir şehre yapılan zulmün rekorunu kırdılar, irademizi gasp ediyorlar. Bize diyorlar ki sizin ne seçme ne de seçilme hakkınız yok. Madem sandıktan çıkan iradeyi tanımıyorsun, ben de bir daha o sandığa gitmem” diyor.
Yılmaz Güney Parkı’nda konuştuğumuz Hayrettin, adını vermek istemediği “muhafazakar bir partiye” oy vermiş.
Öfkeli bir şekilde kayyum ile “fitne” çıkartılmak istendiği yorumunu yapıyor.
Batman’a neden üçüncü defa kayyum atandığını sorduğumuzda ”Batman Kürt olduğu için” yanıtını veriyor.
Belediye başkanı suçluysa, yerine meclisten birinin atanması gerektiğini söylüyor.
Seçim sürecinde Sönük’e rakip olan HüdaPar’ın adayı Serkan Ramanlı da sosyal medya hesabından kayyum uygulamasına karşı paylaşım yapmış ve “Esas olan halkın iradesidir” demişti.
Ramanlı, seçilmiş olanın suç işleme özgürlüğü olmadığını vurgulayarak belediye meclisini aşarak yapılan uygulamaların yanlış olduğunu söylemişti.
Ramanlı, seçilmişin koltuğuna seçilmişin oturması gerektiğini ifade etmişti.
Batman KESK bileşenlerinin Yılmaz Güney Parkı’nda kayyuma karşı bir basın açıklaması yapacağını öğrenince oraya gidiyoruz.
Açıklamaya görevden alınan belediye başkanı Gülistan Sönük ve DEM Parti İl Eş Başkanı Songül Korkmaz da katılıyor.
Korkmaz, 2019 yerel seçimlerinde Doktor Mehmet Demir ile birlikte Batman Belediye Eş Başkanı seçilmiş, bir yıl sonra yerine kayyum atanmıştı.
Basın açıklamasında, Sönük ve Songül yan yana duruyor.
Her üç kayyum dönemini de yaşayan Korkmaz, asıl amacın kadın kazanımlarına karşı politikaları hayata geçirmek olduğunu savunuyor.
“Bu kentte yaşadık ve gördük ki kayyumların aslında bu topluma hizmet etmek gibi bir derdi yok, bu kentin tüm toplumsal kesimlerinin ihtiyacını gidermeye yönelik politikaları yok. Tek amaçları, kendi yandaşları ve çevrelerine rant sağlayabilecek alanlar yaratmak.”
BBC Türkçe‘ye konuşan Sönük, Türkiye ekonomisi, belediyelerin borç durumu ve ülkenin uluslararası arenadaki itibarı açısından iktidarın bir daha kayyum atamayacağını düşündüklerini ifade ediyor.
”Üçüncü kere aynı hatayı yapmazlar diye düşündük. Ama söz konusu Kürtler olunca, bu imaj çok da önemli değilmiş, iktidar kendi bekası için bayrak ve vatanı bir kere daha kullandı. Hakkari ve Esenyurt’tan sonra bu karar bizim için de sürpriz olmadı’’ diye konuşuyor.
Henüz kendisine tebliğ edilen bir belge olmadığını söyleyen Sönük “Görevimizi iade etmek zorundalar çünkü Batman Belediyesi bir dört yıl daha talanı kaldırabilecek durumda değil” diyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kayyum atamalarının ardından yaptığı açıklamada “Seçilmiş olmak, kimseye terörle kol kola, yan yana yürüme hakkı vermez. Siyasetçinin görevi halkına, şehrine, ilçesine hizmettir; bölücü elebaşlarına hizmetçilik yapmak değildir” demişti.
Erdoğan, “Bu süreci en hayırlı şekilde yargı işletiyor. Üzerine üzerine gidecekler” yorumunu yapmıştı.
Gülistan Sönük’ün görevden alınmasına gerekçe olan dava, 2021 yılında 20 kadınla birlikte haklarında açılan bir soruşturmaya dayanıyor.
“O zaman gözaltına da alınmıştık. 2023 yılına kadar tüm kadınlar beraat ederken, adaylığım netleşince, mahkeme benim dosyamı 12 Mart tarihine erteledi” dedi.
Son duruşmada 6 yıl 3 ay hapis cezası almış ama dava istinaf sürecinde.
Sönük cezayı şöyle yorumluyor: “Adaylığım netleşince hapis cezası verildi. Ben bunu, seçim sürecinde yürütülen özel savaş politikalarından bağımsız görmüyorum çünkü kadın iradesine karşı örgütlenmiş bir erkek ittifakının olduğu bir atmosferde seçimleri kazandık.”
Sönük, 31 Mart seçimlerinde oyların yüzde 64,52’sini almıştı.
Sönük, mahkeme kararına rağmen YSK’nın adaylığını kabul ettiğini, bu şekilde mazbata verildiğini, yedi ay başkanlık yaptığını hatırlatıyor.
“Madem sebep buydu, neden sürecin bu kadar ilerlemesine izin verdiniz ya da yerel mahkemelerin kararı bağlayıcı ise istinaf ve Yargıtay neden var?”
Sönük, halk desteğinin çok büyük olduğunu vurguluyor:
“Bizi gören herkes şunu söylüyor, Asla bırakmayın!’ Biz de hakkımız olanı asla bırakmayacağız.”