ABD ile Ukrayna arasında uzun zamandır imzalanması beklenen Değerli Madenler Anlaşması’nda sona gelindi. ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Ukrayna’nın yer altı zenginliklerine stratejik yatırım yapılmasını öngören ABD-Ukrayna Yeniden Yapılandırma Yatırım Fonu, Washington’da ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ukrayna Ekonomi Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Yulia Sviridenko tarafından imzalandı. ABD, bu anlaşmayla birlikte, savaşın yıkıma uğrattığı Ukrayna’da hem yeniden inşa sürecine hem de stratejik kaynaklara erişimde de etkin rol üstlenecek.

YENİ NESİL NÜKLEER TEKNOLOJİ
Anlaşma sonrası Ukrayna’daki değerli madenlerin varlığı küresel arenada mercek altına alınırken, ABD’nin Karadeniz‘de yeni teknoloji ve enerji piyasa merkezi oluşturmak isteyeceği gündeme getirildi. Öte yandan 200 bin tonluk uranyum rezervine sahip Ukrayna, Avrupa’nın en büyük potansiyel nükleer yakıt sağlayıcısı konumunda bulunuyor. Bu rezervlerin çoğu, Kirovohrad bölgesinde yoğunlaşıyor. Ukrayna yalnızca uranyum değil, 100 bin ton civarında tahmin edilen toryum rezerviyle de dikkat çeken Ukrayna, gelecekteki yeni nesil nükleer teknolojilerin merkez üslerinden biri olarak değerlendiriliyor.
PAHA BİÇİLMEZ
Zakarpatya bölgesindeki lityum yatakları ise elektrikli araç üretiminde ihtiyaç duyulan batarya hammaddesi açısından hayati öneme sahip. Avrupa Birliği’nin 2030 yılına kadar lityum talebini 18 kat artırması beklenirken, bu rezervler Ukrayna’yı Çin’e alternatif stratejik bir tedarikçi haline getireceği belirtiliyor. Doğudaki Dnipropetrovsk ve Zaporijjia bölgelerinde bulunan 20 milyon tonluk titanyum rezervi ise “askeri ve havacılık sanayii açısından paha biçilemez olarak” yorumlanıyor. Uçak ve füze üretiminde kullanılan bu metal, ABD’nin savunma endüstrisiyle doğrudan bağlantılı olması nedeniyle özel önem taşıyor. Krivoy Rog’daki bir milyon tonu aşan doğal grafit rezervi, Çin’in grafit ihracatına sınırlama getirmesinin ardından, Batı için kritik bir yedek kaynak olarak öne çıkıyor.
SÖMÜRGE ÜLKESİ OLACAK
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise Trump ve Musk ikilisinin Çin’i kuşatma ve yapay zeka yatırımları kapsamında değerli elementlere göz diktiklerinin altını çiziyor. Grönland, Kanada ve Ukrayna stratejiesi kadar Arktik Bölge’nin de çok önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Köni, şunları söyledi: “Ukrayna, sadece tarımsal üretimiyle değil, aynı zamanda yer altı kaynaklarıyla da büyük bir stratejik öneme sahip. Trump ve Musk ikilisi için değerli madenler yapay zeka yatırımı anlamına geliyor. Ukrayna, anlaşma ile tamamen ABD’nin sömürgesi haine gelmiş olacak. Ülkenin en önemli kaynakları ise Dnipropetrovsk ve Zaporijjia bölgelerinde bulunuyor. Enerji ve teknoloji piyasalarında Karadeniz eksenli yeni bir dönemin başlaması kaçınılmaz.”

ÇİN’E KARŞI HAMLE
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe de, ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde kritik minerallerin öneminin vurgulandığına dikkat çekerken, “ABD’nin hegemonyasını sürdürmesi için gerekli enerji ihtiyacını güvence altına alması gerekiyor. ABD kritik mineralleri tedarik etmek için Pasifik bölgesine odaklanırken, Ukrayna, Kanada ve Grönland’ı sömürmek istiyor. ABD, Ukrayna üzerinden Avrasya’da genişleme stratejisini sürdürecektir. ABD açısından Ukrayna’yı Batı ittifakına katmak, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne karşı dengeleyici bir önlem sağlayacaktır.”
Kaynak: Web Özel