
Kaynak, MARTIN BERTRAND/Hans Lucas/AFP via Getty Image
- Yazan, Güven Özalp
- Unvan, Brüksel
- 23 Haziran 2025
Güncelleme 7 saat önce
Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları İsrail’le ilişkileri bir kez daha masaya yatırmak için bir araya geldi.
Bakanlar, Avrupa Dış İlişkiler Servisi’nin (EEAS) raporunu ele aldı. Raporda, İsrail’in Ortaklık Anlaşması’nı insan hakları temelinde ihlal ettiğine dair tespitler yer alıyor.
Dışişleri bakanlarını rapor hakkında bilgilendiren AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, “Çok kapsamlı ve yoğun bir tartışma yaptık. Herkes sahada durumun iyileştirilmesi gerektiği konusunda hemfikir” dedi.
EEAS tarafından hazırlanan raporda, “Bağımsız uluslararası kurumlar tarafından yapılan değerlendirmeler temelinde İsrail’in, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın 2. maddesi kapsamındaki insan hakları yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair işaretler bulunmaktadır” denildi.
Bu maddeye göre ilişkilerin, insan haklarına ve demokratik ilkelere saygı temelinde olması, bu ilkelerin iç ve uluslararası politikalara rehberlik etmesi ve bu anlaşmanın temel bir unsurunu oluşturması gerekiyor.
Kallas, “Amacımız İsrail’i cezalandırmak değil. Gazze’deki insanlar ve yaşamları için somut iyileştirmeleri tetiklemek” ifadelerini kullandı.
Sahadaki gelişmelere bakılacak
AB, İsrail’le doğrudan teması sürdürecek ve alanda durumun iyileşip iyleşmediğine bakacak.
İsrail’le temaslarında gıda ve ilaç ablukasının İsrail’i korumadığını dile getirdiğini vurgulayan Kallas, “Aksine daha fazla acıya neden oluyor” diye konuştu.
Öncelikli hedeflerinin sahadaki durumu değiştirmek ve insani yardımın ulaşmasını sağlamak olduğunu belirten Kallas, “Dolayısıyla bugün tartışmanın sonu değil başlangıcıydı” dedi.
İyileşme olmaması halinde başka tedbirlerin tartışılabileceğini söyleyen Kallas, konunun temmuzda tekrar gündeme geleceğinin sinyalini verdi.
AB dışişleri bakanlarının bir sonraki toplantısının 15 Temmuz’da yapılması öngörülüyor.
Ortaklık Anlaşması bağlamında AB’nin atabileceği adımlar belli.
Bununla birlikte teoride mümkün olan bu hamlenin pratiğe nasıl yansıtılabileceği hâlâ soru işaretleri içeriyor.
Kallas, “Tedbirler orada duruyor. Ancak somut soru ne üzerinde anlaşabileceğimiz” diye konuştu.
Raporda hangi vurgular var?
Raporda, Gazze’ye yönelik insani yardımların engellenmesi, yerinden edilmeler, hastane ve sağlık tesislerine yönelik saldırılar, çok sayıda can kaybına yol açan saldırılar ve hesap verebilirlilk eksikliği gibi konulara yer veriliyor.
Yerleşimcilerin uyguladığı şiddet dâhil olmak üzere Batı Şeria’daki durum da belgede değinilen konular arasında yer alıyor.
Raporda, “Bağımsız uluslararası kurumlar tarafından yapılan değerlendirmeler temelinde İsrail’in, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın 2. maddesi kapsamındaki insan hakları yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair işaretler bulunmaktadır” deniliyor.
Bu maddeye göre ilişkilerin, insan haklarına ve demokratik ilkelere saygı temelinde olması, bu ilkelerin iç ve uluslararası politikalara rehberlik etmesi ve bu anlaşmanın temel bir unsurunu oluşturması gerekiyor.
Sekiz sayfalık EEAS belgesinde, Gazze’deki kitlesel can kayıpları eleştirildi.
“Sivillerin daha önce görülmemiş düzeyde öldürülmesi ve yaralanmasının” yanı sıra hastanelere yönelik saldırılar ve bölge nüfusunun tahminen yüzde 90’ının yerlerinden edilmesi de belgede yer aldı.
Raporda, “İsrail’in gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve diğer hayati malzemelerin sağlanmasına yönelik devam eden kısıtlamaları, ilgili bölgede bulunan Gazze nüfusunun tamamını etkilemektedir” denildi.
Rapor görmezden gelinebilir mi?
Üye ülkelerin EEAS’ın gözden geçirme raporu doğrultusunda hareket etme zorunluluğu yok.
Mevcut konjonktür dikkate alındığında belgenin tamamen görmezden gelinmesi ise pek mümkün değil.
Bu durum özellikle siyasi açıdan oldukça zor.
Gazze konusu 26-27 Haziran’da Brüksel’de yapılacak AB Zirvesi’nin de gündeminde olacak.
Kallas, rapor konusunda liderleri bilgilendirecek.
Bu aşamadan sonra Kallas’ın, sahadaki duruma da bağlı olarak, ilişkilerin geleceğine yönelik ne tür adımlar atılabileceği konusunda somut öneriler hazırlaması öngörülüyor.

Kaynak, Saeed M. M. T. Jaras/Anadolu via Getty Images
Yaptırım kararı olası mı?
AB’de İsrail’e yönelik eleştiriler son dönemde belirgin şekilde yükseldi.
Bununla birlikte hâlâ bir konsensüs söz konusu değil.
Bazı ülkeler Ortaklık Anlaşması’nın tamamen, bazıları ise kısmen askıya alınmasını istiyor.
İsrail’e silah ambargosuna kadar varan yaptırımlar uygulanmasını talep eden ülkelere rastlamak da mümkün.
Bir başka grup ise iletişim ve etki kanallarının açık kalması gerektiğini savunarak bu yönde bir adıma karşı çıkıyor.
Yaptırımlar için oybirliği gerekiyor bu da ister istemez İsrail’e karşı bu yönde adım atılmasını frenleyen bir etki yaratıyor.
Ortaklık Anlaşması’nın siyasi bölümünü askıya almak için de oybirliği gerekiyor.
Ticari bölüme yönelik hamle yapılması için ise nitelikli çoğunluk yeterli.
Bu nedenle bazı ülkelerin çabaları anlaşmanın ticaret boyutu üzerinde yoğunlaşmış durumda.
BBC Türkçe’ye bilgi veren bir diplomat, sorulması gereken sorunun kaç ülkenin her şey normalmiş gibi davranmayı sürdüreceği olduğunu ifade etti.
Rapora rağmen adım atılmasını engelleyen ülkelerin bu pozisyonlarını gerekçelendirmeleri gerekecek.
İsrailli kaynaklar, raporu tek yanlı buluyor ve “AB’nin İsrail’e karşı uyguladığı çifte standartlara örnek teşkil eden bir belge olduğu” tezini işliyorlar.