İstanbul Boğazı’ndaki tekne işgalleri, tüm uyarı ve alınan kararlara rağmen sürerken, tepki ve tartışmalar da büyüyor. Yıllardır İstanbul Boğazı’nın Avrupa Yakası kıyılarına demirleyen 24 metre üzeri gezi teknelerinin yarattığı görüntü kirliliği ve işgale son vermek amacıyla İstanbul Valiliği geçtiğimiz günlerde aldığı kritik kararla önemli bir düzenlemeye imza attı. Buna göre, 24 metre üzeri büyüklükteki deniz araçlarının kıyı işgali yasaklandı. Valilik, kaçak iskele ve indirme-bindirme noktalarında denetimsiz elektrik kullanıldığını, izinsiz yakıt ikmali yapıldığını ve kontrolsüz faaliyetler yürütüldüğünü tespit ederek bu durumun hem can hem de mal güvenliği açısından ciddi risk oluşturduğunu duyurdu. Yeni karar doğrultusunda, kıyı tesisi işletme izni bulunmayan alanlara teknelerin bağlanması yasaklanırken, bu rağmen Kuruçeşme-Bebek hattında 24 metre ve üzeri teknelerin kıyı işgali devam ediyor.

DOĞAL GÜZELLİĞİ GÖLGELİYOR
Geçtiğimiz günlerde haberglobal.com.tr’nin gündeme getirdiği sorun devam ederken, denetim mekanizması ve cezai yaptırımların uygulanması gerekliliğinin altı çizildi. Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu, ortaya çıkan görüntülerin İstanbul’a yakışmadığını, Boğaz’daki estetik değerlerin hem denizden hem de karadan görünür halde olması gerektiğini ifade ederken; “Bu konudaki 2960 sayılı kanun hükümleri, Boğaziçi’nde var olan tarihi değerlerin vatandaş tarafından engelsiz görünmesini, korunan doğal ve tabiat varlıklarının korunmasıyla ilgili mevzuatları koşul haline getirdi. Boğaziçi, son zamanlarda teknelerin, devasa gemilerin bölgede sürekli bulunmaları ve seyir dışında uzun süreli park etmeleri nedeniyle güzellikleri görmek, algılamak, seyretmek mümkün olmuyor. Oysa Valiliğin aldığı kararlar var, birtakım kurallar var. Tekne işgalini önlemek, Boğaziçi ve tarihi yarımadanın güzelliklerini örten bu manzarayı kaldırmak gerekir. Kıyılarda gelişigüzel demirlemeye son verilmeli” dedi.
“KAĞIT ÜZERİNDE KALMAMALI”
“Kamu kurumları, istemeleri halinde bir günde bunu çözebilirler” diyen Muhçu; “Alınan kararlar kâğıt üzerinde kalmamalı; gerekirse yaptırım ve fiziki müdahale ile bu iş çözülür. Kuralların uygulanmadığını gören kişiler, kuralsızlığa göre hareket etmeye başlıyor. Belli saatte müzik sesi olmaması gerektiği yönünde katı kurallar getirildi. Görsel kirliliği çok daha kolay önleyebilirsiniz” uyarısında bulundu.
“RAHATSIZLIK DUYUYORUZ”
Mimari Restorasyon Uzmanı ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Serhat Şahin ise, “İstanbul’un simgesi haline gelen Boğaz hattı, yüzyıllardır yalnızca şehrin değil, tüm dünyanın göz bebeği konumunda” uyarısında bulundu. Son yıllarda denizin değil tekne manzaralarının öne çıkmasını eleştiren Şahin, haberglobal.com.tr aracılığıyla şunları söyledi: “Boğaz’daki görüntü ciddi bir rahatsızlık kaynağıydı. Valiliğin bu hamlesi, Boğaz’ın yeniden denizle bütünleşmesini sağlama yolunda atılmış tarihi bir adım. Boğaz’da denizle vatandaşın arasına hiçbir engel girmemeli.”

ÇEVRE KİRLİLİĞİ YARATIYOR
“Uzun yıllardır vatandaşların yoğun şikâyetine rağmen herhangi bir adım atılmayan bu durum, Boğaz’ın doğal güzelliklerini perdeleyen manzaralara yol açıyor. Özellikle Bebek, Kuruçeşme ve Arnavutköy sahilinde 24 metreyi aşan devasa tur tekneleri, kıyıya paralel dizilerek adeta denizle kara arasında bir duvar örüyor, vatandaşların denizle olan bağını kesiyor. Beşiktaş’tan Sarıyer’e uzanan sahil hattında yaşanan düzensizlik hem görsel hem de çevresel kirliliği artırmış durumda. Boğaz hattını yıllardır mesken tutan teknelerin büyük bölümü, herhangi bir işgaliye bedeli ödemeden ve resmi düzenlemelere tabi olmadan kıyıdan faydalandığı biliniyor.”
Kaynak: Web Özel