bir saat önce

Kaynak, Burak Kara/Getty Images
Mart ayında Saraçhane eylemlerine katılan Ayberk, Mehmet ve Yusuf adlı üç genç aylar sonra yeniden Saraçhane Parkı’nda bir aradalar.
Ayberk’in elinde büyük bir Türk bayrağı, Yusuf’un elinde ise bir Mustafa Kemal Atatürk resmi var.
Çevrelerindeki gençler onları alkışlıyor.
Anlattıklarına göre daha önce birbirlerini tanımayan bu gençler, cezaevinde arkadaş olmuşlar.
Zira üçü de Mart ayındaki eylemlerde tutuklanmış ve yolları Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde kesişmiş.

Kaynak, BBC Türkçe
Cezaevinde ne yaşadılar?
Ayberk ve Yusuf üniversite öğrencisi olduklarını, Mehmet ise yeni mezun olduğunu anlatıyor.
Onlar, Mart ayındaki Saraçhane eylemlerinde gözaltına alınıp tutuklanan onlarca gençten üçü.
Haklarında cumhurbaşkanına hakaret ya da toplantı ve gösteri yasasına muhalefet gibi suçlamalarla açılan davaların sürdüğü gençler, cezaevi günlerini gülümseyerek anlatıyorlar.
Ayberk, “Koğuşta her yere Atatürk portreleri, Türk bayrakları astık. Motivasyonumuzu yüksek tuttuk” diyor.
Yusuf, “Atatürk’ün gençleri olarak” koğuşta kendi içlerinde bir düzen kurduklarını anlatıyor:
“Bulaşıkları kimin yıkayacağından sabah herkesi kimin uyandıracağına dair bir düzen oluşturduk.”
Cezaevinde morallerinin bozulmadığını, dayanışma duygusuyla bu dönemi atlattıklarını anlatıyorlar.
Aralarında farklı siyasi görüşlerden kişiler bulunduğunu ve bunun bir sorun yaratmadığını da aktarıyorlar.
“İdeolojilerimiz farklı da olsa hukuk ve adalet için aynı çatı altında toplanabildiğimizi gördük ve bu birlik ve beraberliği cezaevinde de sürdürdük” diyor Ayberk.
Kendilerinin yanlış bir şey yapmadıklarından, herhangi bir suç işlemediklerinden eminler.
Neden yeniden Saraçhane’deler?
Hepsi de hapise girmenin eylemlere katılma konusunda görüşlerini değiştirmediğini anlatıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı görevinden uzaklaştırılma ve hapse atılma sürecinde Mart ayında düzenlenen eylemlerin merkezi olan Saraçhane, birçok genç gibi onlar için de bir mücadele sembolüne dönüşmüş durumda.
Şimdi Ayberk, Mehmet ve Yusuf da 100. gün eylemine gelip katılmışlar.

Kaynak, Burak Kara/Getty Images
“Bugünden bakınca ne istiyorsunuz? Hapse girmenize rağmen sizi buraya getiren ne?” diye sorunca benzer vurgularla cevaplıyorlar.
Sık sık, cumhuriyet vurgusu yapıyorlar.
Ayberk nasıl bir ülke istediğini, “Adaletin herkese eşit bir şekilde işlediği bir düzen istiyoruz. Gelecek kaygılarımızdan kurtulduğumuz; kız kardeşlerimizin, annelerimizin, arkadaşlarımızın sokağa rahat çıkabildiği, suçluların sokakta gezip daha fazla suç işlemediği bir ülke istiyoruz” sözleriyle anlatıyor.
Yusuf en önemli taleplerinin “Kak, hukuk, adalet” olduğunu belirtip ekliyor:
“Bu ülkeye Atatürk gibi vizyoner insanlar geldi ve çok büyük bedeller ödedi. Biz yirmi gün yatarız, bir ay yatarız, altı ay yatarız, bir yıl yatarız.
“Biz bir davayı takip eden insanlarız. Bir idealimiz var. Bu idealini gerçekleştirene kadar her riski de alacağız. O yüzden buradayız olmaya da devam edeceğiz” diyor.

Kaynak, Burak Kara/Getty Images
Mehmet de hayalindeki ülkeyi şu sözlerle anlatıyor:
“Biz fikirlerin daha özgürce ifade edilebildiği bir ülke ve Atatürk’ün hayali olan muasır medeniyetler seviyesine ulaşmış bir ülke istiyoruz. Bunun için uğraşıyoruz. Bunun için gerekirse yatarız. Mustafa Kemal Atatürk de hapis yattı, korkmadı boynunda idam fermanıyla cumhuriyet kurdu.
“Biz Türk gençleri olarak her birimiz içimizde Atatürk’ün ruhunu barındırıyoruz. Onun kurduğu cumhuriyete onun ruhuyla sahip çıkacağız. Ben içeri girerken de içeride yatarken de korkmadım. Kimse de korkmadı.”
Aylar sonra Saraçhane’de nasıl bir atmosfer vardı?
Ayberk, Mehmet ve Yusuf gibi gençlerin içinde yer aldığı on binlerce kişi aylar sonra yeniden 1 Temmuz’da Saraçhane Meydanı’nda bir araya geldi.
CHP, İmamoğlu’nun tutuklanmasının yüzüncü gününde “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi düzenledi.
Bu seferki miting; üniversitelerin kapandığı, bir önceki akşam Beyoğlu’nda Leman dergisine karşı gergin bir eylemin düzenlediği, sabahında İzmir’de CHP’lilere yönelik bir operasyonun gerçekleştirildiği bir günde yapıldı.
Polisin önlemleri bu kez çok daha yoğundu ve bu sefer birçok noktaya bariyerler konmuştu. Alana girişlerde üst araması yapıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından mesajı katılımcılardan büyük alkış aldı.

Kaynak, Burak Kara/Getty Images
Konuşmasına Nazım Hikmet’in 1960’da Beyazıt Meydanı’ndaki bir eylemde polis tarafından öldürülen üniversite öğrencisi Turan Emeksiz için yazdığı ‘Hürriyet Kavgası’ şiirini okuyarak başlayan CHP lideri Özgür Özel de yine alanda yoğun alkışla karşılandı.
Türkiye İşçi Partisi’nden Sol Parti’ye, Emek Partisi’nden Halkın Kurtuluş Partisi’ne kadar çeşitli sol partiler, flamalarıyla destek için alandaydı.
‘Saraçhane’yi özlemişiz valla’
Mart ayındaki gösterilerde olduğu gibi gençlerin bir bölümü miting alanında değil Saraçhane Parkı’nda bir araya geldi.
Ancak bu kez park içindeki uzun bir polis barikatıyla Bozdoğan Kemeri’ne doğru yaklaşmaları en baştan engellendi.
Alanda üniversiteliler dışında liseliler ve eğitim hayatı dışındaki gençler de vardı.
Gençler arasında Mart ayında olduğu gibi sloganlar ile dövizler çok çeşitliydi ve yine hem bozkurt işareti yapanlar hem de sol yumruklarını havaya kaldıranlar vardı.

Kaynak, Burak Kara/Getty Images
Gençlerin bazı sloganlarına ya da “Zıpla, zıpla, zıplamayan Tayyipçi” diyerek zıplamalarına karşı polis, “Attığınız sloganlar kanunsuzdur” anonsu yaptı.
Mitingin sonunda ise Mart ayındaki bazı eylemlerdekine benzer bir görüntü ortaya çıktı.
Konuşmalar bittikten sonra dağılmayan gençlere polis, müdahale etti. Yer yer biber gazı kullandı. Bir grup genç gözaltına alındı. CHP’li bazı milletvekilleri ise gözaltılara engel olmaya çalıştı.
Polisin bütün gençleri alandan çıkartması kısa sürmedi.
Konuştuğumuz bir arama kurtarma gönüllüsü genç şöyle diyordu: “Saraçhane’yi özlemişiz valla.”